Hayretî’nin Gazelini Terbî
Ne sefânın ne de dünyâ-yı vehîmin kuluyuz
Ne Süleymân’a esîriz ne Selîm’in kuluyuz Câm-ı cem görmek içün ayn-i fehîmin kuluyuz Kimse bilmez bizi bir şâh-ı kerîmin kuluyuz Sabreden dervişe yeller eser alnında yavaş Kul olan aşka cihân beylerine eğmedi baş Özlenen kulluğa sıklet diye yenmezdi lavaş Başka sultân-ı cihânız göre kîmin kuluyuz Çâre-yi nâr-ı lebim hasret-i kurbetle cüdâm Gam yeriz kan yutarız kûşe-i mihnetde müdâm Ol sebebden mülü görmem itişir nâm ü dâm Sanma kim Kevser-i Cennât-ı Naîm’ün kuluyuz Sellenen yağmura yağdırma bizî giryânım Hüsn-i hâdis kuluyuz sanma bizî sultânım Hayr-ı mâzîyi silerken tutuşur her yânım Vech-i pâkinde olan ân-ı kadîmin kuluyuz Murâd eyleyerek bâd-ı sabâdan geçtik Terk edip Hayretîyâ tâc ü kabâdan geçdik Dünyevî hayli sualden acabâdan geçtik Anca bû dünyede bir köhne kilîmün kuluyuz Vezni: Feilâtün Feilâtün Feilâtün Feilün |
yanında bir de osmanlıca sözlük verseydin belki daha etkili olabilirdi
ben hiç bir şey anlamadım