EĞER MUTLU OLACAKSAN... .Bir şiirini okudum Geçen gün bir dergide İçindeki pişmanlıkları Ruhunda esen kasırgaları Dondurucu soğukta kalan yüreğini Yokluğumda kalbinin acıdığını Yasaklar içinde kaybolduğunu Bensiz de, Benle de olmadığını Damarlarında kan gibi dolaştığımı Seni bir gün terk edeceğimi Verdiğim acıuların Büyüyüp yanardağ olduğunu Yazmışsın... Bir de dönüp bana “Bu acıyı niye verdin ? “ Diye de sormuşsun... Başka nice suçlamalar okudum Satır satır... Aşkı zorla kalbine sokup Karşına geçip seyretmişim Ölümü istemişsin bu yüzden... Öyle mi dersin? Gerçekten mi? Gerçekten mi söyledin bu sözleri? Terk etmek mi istiyordun beni? Kalbinden aşkımı atmak mı? Kolay olmamış “ELVEDA” demek, Yüreğin parçalanmış, Kavrulmuş acıdan... Vay be...!!! Ne acımasız biriymişim ben? Yazık olmuş emeklerine... Bunca sözü niye yazdın güzelim? Bir kelime yeterdi bana. “GİT “ diyecektin... “ GİT ve ARAMA...” Yeterdi her çözüme... Ya da kalbimdeki hançerini söküp Alnıma bir kurşun sıksaydın... Daha kolay olmaz mıydı? Sevdamın ağır olduğunu, Herkesin taşıyamayacağını, Başında söylemiştim sana... Ne gizlimiz kalmıştı ki...!? Ama sen üzülme güzelim. Pişmansan eğer aşkına Sevgim ağır geliyorsa, Taşıyamıyorsan sevdamı, Ben boynumu büker, Aramam seni bir daha... Göz yaşlarımı içime akıtır Yüreğimin yangınını söndürür NİSAN GÜLÜMÜ soldurmam... Sevdam için ölmek gerekiyorsa, Hasretin boğazıma geçecek Düğümlü bir ilmikse, Gözümü yummadan onu da yapar, Gülücüklerle, O yağlı urganın ucunda sallanmayı, Yaşamıma son vermeyi, Sana olan sonsuz sevdam için, Hasretim aşkına kabul ederim... Yeter ki sen; Evet, sen MUTLU OL...!!! Yeter ki sen, Evet sen, acı çekme... Nisan güllerin sonsuza dek Mis gibi kokmaya devam etsin. Hayat veren kahkahaların Gerçek olmasa da, Benden başkaları için devam etsin... Ama onu yaparken, Yüzündeki maskeyi çıkar. Maskeyi çıkar da, Altındaki, akmaya devam eden, Göz yaşlarını herkes görsün... Yeter ki, maskesiz, acısız Gerçek kahkahalar olsun. Çünkü sen, Mutlu olmaya layıksın... Hep kokmalısın, Gönlümdeki yediveren gülleri gibi. 26. 05. 2009 Suat TUTAK NOT: O tarihte yazdığım bu şiir, bugün gerçek olduğunu sandığımdan şimdi yayınlıyorum. |