ve durduk;
bir meşe dibinde
kırkbeşinde
döldür’ün tepesinde
silindi aniden,otuzsenenin hepsi birden
toprağı avuçladık
kaldığımız yerden başladık.


gün yitimi,altın saçılan dere
yeşil,mavi, pembe
eder biçmişler birine,yıkasın madenini diye
ılgın’lar,kavak’lar,su samurları
ne desinler
kurşunlara gelesiler.


tek harmanlık kumsalım,kıyım kenarım
eldorado’m,arizona’m,sibirya’m
dünyam
çözüldü ayaklarım,gelemiyorum
anam.


cebo emmi,hani eşkiyaydın ya
neden sıkmadın beşlini,tam alnına
elin gavur’una
hani benim derem
varmı bizde;amanete hıyanet eden.


inanmayın bu takvime derdin;
eski hesapta şöyledir
nice defterler dürmüştün
soğuk kış gecelerinde düşlere
tutmadımı hesap,bunlarınkini niye dürmedin


ihtıyat’ımdaki alemim,evlek’lik düzlüklerim
fermana isyan özgürlüklerim
geniş yaşamlarda boğuldum
neydi tarifi karışan;istediklerim istemediklerim
sendeyken benmişim meğer,ben olarak ölmek istedim
buralara savruldum.....................................................Kasım