DELİ HASAN'IN YEMEN DÖNÜŞÜ
DELİ HASAN’ IN YEMEN DÖNÜŞÜ
(MANZUM HİKAYE) Dünya harbi patladı, Balkan harbi ardından Yiğitler cenge koştu, ana baba yurdundan Almanlar hatırına korkunç savaşa girdik Yalnız Çanakkale’de binlerce kurban verdik Hangisi dönebildi Yemen’e gidenlerin Kızgın çölde çaresiz koşuşan bedenlerin Kanal, Yemen, Galiçya kan ağlarken cepheler Mondros ateşkesini dayattılar kahpeler En ağır hükümlerle maddeler sıralanmış Devlet-i Aliye’ nin gururu yaralanmış Osmanlı’nın idamı silah bırakma emri Buna nasıl dayansın Koca Çınarın ömrü Masa başı oyunla sinsi tuzak kurdular İmzadan hemen sonra dağıtıldı ordular Kilis’e varmak için oldular yola revan Deli Hasan’la toplam Yemen’den altı civan Canlı ceset misali haller harap perişan Saç sakal darmadağın kederlere karışan Aç susuz, beş parasız varıp Halep iline Mideyi doyurmanın baktılar bir yoluna Pastane vitrininde görünce Şam tatlıyı Durdurmak nasıl mümkün nefis denen atlıyı Ya bulaşık yıkarız ya da beş sille yeriz Bastırılan feryadın bedelini öderiz Diyerek çaktırmadan ağa gibi girdiler Gelen garson çocuğa siparişi verdiler Tatlı sütlü ne varsa yiyip beşi sıvıştı En son Hasan kaçarken, ecel yolda kavuştu Yiyip içip doydunuz nerede hani para Ödeyin ücretini, açmayın canda yara Para pul ne arasın savaştan gelen bizde Hiç insaf kalmadı mı sefayı süren sizde Aç bakalım iyice tüküreyim gözüne Bedava tatlılarla utanmayan yüzüne Bulaşık ve köteğe başta razı olmuştuk Bu ceza kabulüyle dükkânına gelmiştik Ceza dediğin buysa tekrar söyle bilelim Tatlıları yemeye yarın gene gelelim NOT: Deli Hasan Kilis İli Polateli İlçesi Ispanak Köyünden olup, Hiddetî Fikret OĞUZTÜRK’ün dedesidir. Yemen dönüşü Kuvvay-ı Milliyeye katılmış, Ermeni ve Fransız işgalcileri ile yerli işbirlikçilerine karşı amansız mücadelesine devam etmiş mert ve gözü kara vatansever bir zattır. Ruhu şad makamı cennet olsun. Gazi Hüseyin KILBAŞ 13 Temmuz 2010 |
İbretlik bir olayı şiirle ebedileştirmek bu milletim kültürüne ciddi bir hizmettir. Dilden dile dolaşan sözlü kültürümüzün yazıya ve en önemlisi de şiire aktarılarak hayata geçirilmesi ve bu vesileyle gelecek nesile aktarılması, biz şairlere düşen en önemli görevlerden biridir.
Duygu şiiri, aşk, vatan, pastoral şiirler... Hepsi tamam da, manzum hikayenin şiire uyarlanmasını ben çok önemsiyorum. Deli Hasan belki de iki nesil sonra unutulurdu bu manzume olmasa. Bu tür şiirler halkın zihninde yaşar. Ömrü uzundur bu nevi çalışmaların.
Ne diyelim;
Ağabey, yaklaşık 1,5 aydır internete girme olanağım olmadığından eserinizi yeni gördüm ve okuma şerefine nail oldum. Devamını bekler, saygılar sunarım.