Ucuz Ve Zengin Ceninler
yüzlerini kanlarıyla yıkadılar,
birbirlerinin günahlarıyla, kuşku dolu soluklarını buz tutmuş avuçlarında soğuttular... ve silahlardı adımlarını sağlama bağlayan, tırnak aralarında düşmanın dokusu, iştahla açılan uçurumlara haykırmaktı hedef, beyin ölümü gerçekleşmiş bir tanrıdan, ölü olarak doğmuş kulları da, yanlarına alarak. aradıkları, kusursuz bir karanlığın sınırlarıydı, aradıkları, zırhını delebilecek birşeydi güneşin, ve öfkeleri bir tükürükle sonlanacaktı, bütün bir evrenin cesedi üstünde... şimdilik sadece güneşi söndürebileceklerdi... ruhsuz yaşayacaktı bebekleri, oyun oynamaları için sevişilmişti, melankolik tarlalarda sus işareti, en yakın korkuluk kolundaydı salıncak, salıncak. babaları gülümseyen dudaklarıyla ceset bağırsağından kurmuştu. yanmış bir kutsal ruhtu sofrada, misafirler sofranın hizmetindeydi, misafirler açtı. büyüsünü tutturamamıştı iyici, iyicilere gözlerini yumacaktı, ve hiç işe koyulmadan, kendini asacaktı peygamber. selcan adalı 19.mart.07 01:45 |
ellerine yüreğine sağlık...
sevgi ve tebriklerimle...