Henüz acımadan canlar İnsanlık kokmadan Ateşe tapmadan
Ne de güzel konuşur, yoğrulurdu zihinler Sazlar çalınır, söyleşilir, Oyunlar için bekleşilirdi...
Fotoğraf (Yangından önce çekilen son fotoğraflardan biridir... )
37 Temmuz
Kan çakan gözlerinden Ekmek kapısını bekleme nöbetini Asma kilidi aldı.
Eleme sarılı kefeni sırtında Adımlarını ezberine bıraktı. Başını tuttu yine İçinde durduramadığı acı girdabı…
İşte yine gözlerinde: Kör bir çakmağın, alevi kışkırtıştı! Eti kemiğine karartan Küllerine düşman kör bir sızı! Sivaskırmızı!... İnsan insana hain Alabildiğine sağır Tanrı…
Gıvladı sazların telleri Kitaplar alav alav Çıtır çıtır kalemler Ozanlarına, aydınlarına ağladı. Tanrı huzurunu yüksek gören inanç Varlığına kullarını adak yaptı Ateşe taparak…
/Şimdi hangi ayraç çıkarıp kendini Bu sayfanın yerini kapatabilir ki Aydınlığın ihtilâl kitabında…/
ezgi ç. 37.TEMMUZ.2009 (Günün anısına tekrar gelişidir şiirin...)
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Sağını-Solunu-Aşağıyı-Yukarıyı bırakalım içinden önce İNSAN OLMAK NEDİR ona bakalım. Kendimiz için,ülkemiz için ne gerekiyorsa onu öğrenelim ki kurda kuşa yem olmayalım.Sonra oturup yas tutmaların sanırım çok faydası yok.
Bu ülke başka milletlerin elinde olsaydı,acaba biz kaç vizeyle giriş yapabilirdik :) Bir de utanmadan kendi insanımızı kendi ellerimizle YAKIYORUZ...Ne diyebilirim ki sadece YAZIKLAR OLSUN.
ben geç kalmışım şiire dostlarıma haftada bir gün bile ayıramayacak kadar yoğun çalışmaktan nefret ediyorum... ateşi ateşle sönemz kanı kanla yıkaayamayız... incinsekte sevmekten asla taviz vermeyeceğiz diyorum... sevgiler saygılar
Olaydan günler önce, Sivastaki gazetelerde''Sivasta ne yapılmak isteniyor' gibi başlıklar atılmıştır.Madımak yakılmadan önce Alevi yurttaşlarımız ve Alevi önderinin heykeli taşlanıyor. Sivas’taki katliam, toplumun gözü önünde, 12 saat süren ve devlet güçlerinin seyirci kaldığı, onlarca aydının göz göre göre ateşe atıldığı bir tertip olarak başlıyor.
Bu katliamın temel amacı ülke genelinde başlayan alevi-sünni yakınlaşmasını ve alevilerin PKK terörüne, bölünmeye destek vermeyen ulusalcı mantıksal yapısını yok etmektir. Hoşgörüyle karşılanmaya başlanan Farklılıkları yeniden düşmalığa dönüştürmektir.
Ülkede SHP-DYP kolaisyonu vardı fakat yerel yönetim Refah Partisindeydi ve derin güçlerin tersine bu belediye alevilere hizmet götürürken pozitif ayrımcılık bile yapıyordu. Bu durum, gücünü ayrıştırmadan, ötekileştirmekten alan derin güçlerce cezalandırılmayı gerektiriyordu.
O günkü Vali, Başbakan Yardımcısı ve SHP Genel Başkanı Erdal İnönü’nün eski Özel Kalem Müdürü olan Ahmet Karabilgindi. Ve iyiniyetli bir insan olmakla beraber daha önce valilik yapmamış olması Sivas için bir açmazdı.
Olay öncesinde Ülkenin hiç bir yerinde, doğuracağı tepkiler nedeniyle konuşma izni alamayan Aziz Nesin şehre davet ediliyor, (Aydınlık gazetesinde o sırada Şeytan Ayetleri kitabının tefrikasını Aziz Nesin yürütüyor. Kitapta Kurandan alınmış karakterler, ayetler çarpıtılıp yorumlanmıştir. Genelev fahişelerinin Peybamberimiz Hz.Muhammedin eşlerinin isimlerini aldığı bölüm, Hz.Muhammed'in katipliğini yapan Salman'ın araya kafadan bir şeyler yazdığı ve bunun fark edilmemesi üzerine inancını kaybettiği bölüm… Aziz Nesin ölümünden önce bu kitabı birçok kere Türkçeye çevirtmeye ve tefrika olarak yayınlatmaya çalışmıştır ama ölüm tehditleri alan çevirmenler çeviriyi hep yarıda bırakmak zorunda kalmışlardır.)
Madımak provakasyonuna gelinceye kadar her yıl Banaz’da bir tek günde yapılan Pir Sultan Abdal Şenlikleri şehir merkezine alınmış, bir hafta boyunca tanıtım ve propaganda yapılmıştır. Pir Sultan Heykeli alelacele yapılıp şehrin merkezine dikilmiştir.
Bir haftalık süreye yayılması planlanmış etkinlikte, Aziz Nesin yaptığı konuşmasında sadece Sünnilerden değil, Alevilerden de tepki almıştır. Konuşmasında sadece Sünniler hakkında değil, Aleviler hakkında da rencide edici ifadeler kullanmıştır.
Ve ne kadar ilginç ki günlerden yine cumadır, tıpkı 1980 öncesi Maraş olaylarında olduğu gibi…
Şenliklerin düzenlendiği Atatürk Kültür Merkezi’nin yakınındaki Kale Camii’nin önünde davullar çalınmaya başlanmıştır..
Kale Camii’nden bir kısım cemaat, Atatürk Kültür Merkezi’nin önüne gidip rahatsızlıklarını dile getirmiş ve aralarında tartışmalar çıkmıştır. Bunun üzerine dönemin Emniyet Müdürü ve Belediye Başkanı toplanan kalabalığı dağıtmak için bir zabıta minibüsünün hoparlöründen ‘bu tür tavırların kimseye fayda sağlamayacağını’ söylemişlerdir. Aziz Nesini Sivasta görmek istemeyen ve bunun sağlanacağı konusunda sözverilen kalabalık bir süreliğine de olsa sakinleşmiştir.
İŞLER KARIŞIYOR, DERİNLER İŞBAŞINDA…
Vali, Aziz Nesin’in Devlet Su İşleri tesislerinde kalmasını ve ya Zara’ya gönderilmesini istiyor, Aziz Nesin otelden ayrılmıyor.. Sivaslının daha önce görmediği ve daha sonra hiç göremeyeceği sözde bazı kamu! görevlileri, (kontrgerilla, gladyonun içimizdeki tetikçileri) Aziz Nesin’in Madımak Oteli’nde olduğunu bağıra bağıra ilan etmişlerdir. Ve Sivaslılar yığıldıkça yığılmışladır…
Polisler sayıca yetersiz… Hem halkın provakatörlerce yükseltilen tepkisi hem binadaki aydınların can güvenliği, tam bir açmaz… Polis ikisi arasında… Kalabalık birkaç yüz kişiye ulaşmıştır… Sonrası? Kayıp Canlar… Bu ülkenin insanları, bizim arkadaşlarımız, sevdiğimiz şairler… YANIYOR…
Nesimi Çimen:Üç telli curanın üstadı. Sarız 1926 Asım Bezirci: Sosyalizm ve Edebiyat. Erzincan 1927 Metin Altıok: Kara kutu, şiir, felsefe. Bergama,1941 Muhlis Akarsu: Kula kulluk yakışır mı? Kangal 1948 Behçet Aysan: Sefa’sını ölümüle öğreten şair. Ankara 1949 Muhibe Akarsu:Akarsuyum böyle miydi ahdımız? Kangal 1958 Edibe Sulari: Davut Sulari’nin yadigarı. Erzincan 1953 Uğur Kaynar:Militan, şair, elyazarı. Zara 1956 Asaf Koçak:Yok devenin kuşu, bir sır “Cop Cumhuriyeti”nin çizeri, Yerköy 1957 Erdal Ayrancı:Hep barikatın başında. Niğde 1958 Sehergül Ateş:Biz onunla baba kız değildik. O hem sırdaşım, hem yoldaşım, hem dayanağım ve gücümdü; babasının sözleri. Ankara 1953 Hasret Gültekin:Koçgiri’den, Han Köyü’nden. 1965 Muammer Çiçek:Bir oyun yazdı “İnadına Yaşamak”. Muammer Çiçek:Bir oyun yazdı “İnadına Yaşamak”.Yalınyazı Köyü, Zile 1967 Gülender Akça:Abidin ve Sultan’ın gözbebekleri. Divriğinin Şahin Köyü’nden, 1968 Mehmet Atay:Şahanım, şahdamarım, yangın yüreklim. Divriği 1968 Sait Metin:Uzundu, usuldu dedemin boyu. Divriği 1970 Carina Johanna:Alevilik araştırmacısı, “yabancı değil”. Hollanda 1970 Gülsün Karababa:Babası”Kızım benden daha iyi saz çalacak” derdi. Divriği 1971 İnci Türk:Çiçek açar domur domur dal verir. Balıkesir 1971 Huriye Özkan:Havanın yüzünde semah dönerken. Ankara 1971 Murat Gündüz:Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, en sevdiği dize.Ankara 1971 Ahmet Özyurt:Çok seviyorum düşüncelere dalmayı. Enstein gibi düşünerek kendimden geçmeyi. Kendi dizeleri. Ankara 1972 Handan Metin:Tüm güzellikleri toplayıp uzun bir yola çıktın. Ankara 1973 Yeşim Özkan:Ballıhan, erenlerin bal çiçeği. Ankara 1973 Yasemin Sivri:Kamber’in profesörü, kitap kurdu. Ankara 1974 Serpil Canik:Kuş olup güvercin donunu giyen, Uyan dağlar uyan Serpil geliyor. Ankara 1974 Serkan Doğan:Başıma kızıl bağla, arkamdan ağıt yakma anam, Ankara 1974 Belkıs Çakır:Güne Umut’tan. Ceylanlara karışıp semaha duran. Ankara 1975 Nurcan Şahin:Kim yakıştırabilir sana ölümü? Ankara 1975 Özlem Şahin:Okur, meraklı, yerinde duramaz, yaşam delisi. Ankara 1976 Asuman Sivri: Semah, semah tutkunu, abisinin delisi. Ankara 1977 Menekşe kaya: Sazı elinde İsmail’in.Ötme bülbül ötme gönlüm şen değil. Ankara 1977 Koray Kaya:Pir Sultan’ın genç şehidi. Ve hep öyle kalacak. Ankara 1981
Ve Onlardan sonra olanlar… 28 Şubatlara giden yollar… Sol düşünceli insanların 28 şubata tepkisiz kalmaları… Sağ düşünceli insanların katliamı haklı çıkarma çabaları…
Biz bilelim ders alalım… En başta Madımak’ın yasını yüreğimizin en derininde tutalım…
SON NOT: VE O GÜN YİRMİDEN FAZLA İNSANI KENDİ PARTİ BİNASINA ALARAK YANMAKTAN KURTARAN MUHSİN YAZICIOĞLU İÇİN BU GÜN MADIMAK ÖNÜNDE "GÜLEREK YAKTIN, DONARAK ÖLDÜN" PANKARTINI AÇTIRIYOR GLADYO...BUNA ALET OLAN SÖZDE DEVRİMCİ! LER İNSAN YAKANLAR KADAR ÇİRKİNDİRLER...
deniz_tayanç tarafından 7/3/2010 7:50:54 AM zamanında düzenlenmiştir.
Gıvladı sazların telleri Kitaplar alav alav Çıtır çıtır kalemler Ozanlarına, aydınlarına ağladı. Tanrı huzurunu yüksek gören inanç Varlığına kullarını adak yaptı Ateşe taparak…
Gıvladı sazların telleri Kitaplar alav alav Çıtır çıtır kalemler Ozanlarına, aydınlarına ağladı. Tanrı huzurunu yüksek gören inanç Varlığına kullarını adak yaptı Ateşe taparak… evet çok güzel duygular derinden gelen bir yüreğin algılaması
Barışı, sevdayı sazlara sarıp Yürüdü yoldaşlar Sivas iline. Hüzünü, elemi sevgiyle karıp -- Yürüdü Yoldaşlar Sivas iline. -- Nasıl kıyılır ki böyle birine ?
Kan çakan gözlerinden Ekmek kapısını bekleme nöbetini Asma kilidi aldı.
Eleme sarılı kefeni sırtında Adımlarını ezberine bıraktı. Başını tuttu yine İçinde durduramadığı acı girdabı…
İşte yine gözlerinde: Kör bir çakmağın, alevi kışkırtıştı! Eti kemiğine karartan Küllerine düşman kör bir sızı! Sivas kırmızı!... İnsan insana hain Alabildiğine sağır Tanrı…
Gıvladı sazların telleri Kitaplar alav alav Çıtır çıtır kalemler Ozanlarına, aydınlarına ağladı. Tanrı huzurunu yüksek gören inanç Varlığına kullarını adak yaptı Ateşe taparak…
/Şimdi hangi ayraç çıkarıp kendini Bu sayfanın yerini kapatabilir ki Aydınlığın ihtilâl kitabında…/
yürekten kutlarım dostum.. bir kibrit çakıldı madımak'ta 17 yıl önce.. hala alev alev yüreklerimiz.. hala canlarımız yanmada.. mükemmeldi şiir.. sevgim ve saygımla..
can özüm unutmadık evet madıkmak değil insanlık yandı ve sitede bu her yıl olduğu gibi şair olduğunu sanan bir garip var başbağlar şiirini eklemiş okumayın kınayın bu gün iki temmuz başbağlar katilmanın yıl dönümü değil sivasa intikamı diye karalamalar yapmış acba bu şiiri okumuşmudur çok merak ediyorum bana korkusunda engel koymuş yoksa gözüne sokardım bu güzel anlamlı gerçekçi dizeleri yüreğinize saglık kaleminiz varolsun şehitlerimize rahmet diliyorum terörün her türlüsünde kınıyorum saygılarımla zaralıcan
zaralıcan tarafından 7/2/2010 11:54:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
Duyarlı yüreğinizi kutlarım Maraş, Çorum, Gazi ve Sivas Madımak katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız sakalı ve örümcek beyinli yobazları esef ve nefretle kınıyoruz şehitlerimizi saygıyla anıyoruz mekanları cennet olsun sevgi ve saygılar...
Sivas Madımak katliamının yaşandığı 2 Temmuz 1993 ülkemizde, emperyalizme, faşizme ve gericiliğe karşı mücadelede direnenlerin yaşamlarını feda ederek yazdıkları onurlu bir tarihtir...
Demokratik bir ülkede, ancak hiç kimse inancından, kimliğinden dolayı horlanmaz. Bir ülkenin demokratikleşmesi için geçmişiyle yüzleşmesi gerekir. Geçmişiyle yüzleşmelidir ki bir daha aynı olaylar yaşanmasın. Geçmişiyle yüzleşemeyenler, 12 Eylül ile yüzleşemeyenler, 2 Temmuz 1993`te Madımak ile yüzleşmekten korkanlar bu ülkede demokrasi mücadelesi veremezler.
Sivas katliamının 17. yılında emperyalizme, faşizme, ırkçılığa, gericiliğe ve yoksulluğa karşı mücadelem kararlılıkla sürecektir.. 1 Mayısları, Maraş, Çorum, Gazi ve Sivas Madımak katliamlarını unutmadık, unutturmayacağız. Unutmak ihanettir.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.