SEN KOKMUYOR HÜCREMŞafaklar kızıl kurşun gibi saplanır düşlerime, Her sabah sancılarla düşerim güne. Gözlerim sana dalar yeniden, Yeniden düşerim akrep kıskacı hasrete. Nerelerden geçip geldim,bir bilebilsen, Anlayabilsen sevdana sürgünlüğümü. Yüreğimi bırakıp gidemedim işkence odalarına, Gâh filistin askılarında, gâh çin işkencelerinde, ve hep de falakada korktum... İçimdeydin, yüreğimdeydin, Parmak uçlarımdan verilen elektirik, yüreğimi kasarken, yüreğimdeki sana dokunmasından korktum... Ne anam için korktum, Ne babam için korktum gözyaşı döker diye. Senin için korktum, Yalnız senin için. Arkamdan gözyaşlarını değil Gözlerini dökersin diye. Yaralarım sızlar gülüm, Joplar dans ederken vücudumda. Ama acısı çabuk geçer, Unuturum bir anda. Ya yüreğimdeki sancı, Ya senin hasretin? Zaman mı yeter unutmaya. Sen kokmuyor hücrem, Duvarlara şavkı vurmuyor gözlerinin. Ilık bir kan sızar şakağımdan, Kan gölü olur düşlerim. Sen diye sarılırım demir kapılara, Parmakların diye öperim parmaklıkları. Ama narin parmaklarına değil, Demirlerin soğukluğuna düşer, Dudaklarım.. Dermanım kesilir bir anda, Beton zemine çakılır öylece kalırım. Artık sabah ne zaman olur benim için. Gel,al beni yüreğine, Ve yüreğinde çıkar beni buralardan. Anama götür… |
nedense hep kendini hececi şair olarak tanıtırsın sayfalarda arkadaşım emeğine sağlık yinede