Bir bakmışsın Orhan Veli olmuşum düşümde
Elimde bir fırça,’Dalgacı Mahmut’ gibi
Boyamışım gökyüzünü yedi renge.
Hele bir de,ciğercinin kedisi de koşturmuş mu peşimden
Ah,ben Orhan Veli,Orhan Veli de ben...

Cahit Sıtkı belirmiş o an elinde bir ’Otuz Beş Yaş’
Gelirse gelsin,ben o yaşı çoktan geçtim.
Yok mu 45’in ötesinde bir yaş,
Sen onu söyle Tarancı,
Otuz beşler çok geride kaldı.
Güzelsin,iyisin ama,
Bana mısralarınla ’ölüm’ü anımsatma.

Sislerin arasından ’Sisler Bulvarı’nda yürüyen bir hoş adam
Attila İlhan.
Başında kasketi,
Dilinden hiç düşmeyen insanlık türküsü...
Tutmuşum elinden de
’Ben Sana Mecburum’demişim bir de
Utanmadan.

Ya Nazım’a ne demeli,
O uzun boylu,mavi gözlü dev adam
Elinde memleket toprağı,
Hasretini de serpmiş üzerine
’Şunu götürüver Türkiyeme! ’
demiş mi bir de.

Ne güzel bir düş bu,bir şiir dalgasını
Getirmiş koca deniz.
Sırılsıklam ıslanmışım da
Umurum bile olmamış.

’Kızılırmak’ türküsüyle,
Bir ’Oğlak’ koşturdu düşlerin en renkli yerinde
İnanamadım gördüklerime
Hasan Hüseyin değil miydi
Acıyı Bal Eyleyen ellerini
Tutup öpmek istediğim?

’Uy Havar! ’ diye bir ses yankılandı
Dağların ardından.
O adam ki,ne prangalar eskitti hasretinden
Bir an değişime uğradı bedenim,
’Yediveren gül kardeşi bir arzu,
Oy,sevmişem ben seni’ dedi dilim
Bir an doldum doldum da boşaldım
Ahmet Arif’ti benim yüreğim.

Hiç bitmesin istedim bu tatlı düşüm
Nice sevdiğim şair,niceleri geldi dolu dizgin
Yüreklerinde sevgi,dillerinde ezgi
Ben,herbirinden bir parça olmak istedim.
Yunusca güldüm,hoşgörüydü sözlerim
Karacoğlan’ın sazıyla coştum kimi an
Öyle anlar geldi ki
Pir Sultan gibi
Başkaldırışı yaşadım
Haksızlığa karşı bir duvar oldum kimi an.

Ne güzel bir düştü bu gördüğüm,
Şiir şiir oldu gözlerim,
Dize dize coştu yüreğim
Her güzel şey gibi,hiç bitmesin,
Hiç bitmesin istedim düşlerim.

(07.06.2006-Bursa)