Gün bitti dağıldı herkes, kalbim yine sessiz!Çekildi gün, başladı bir hüzün Ey yar aşkın yüreğimde niye yaşatır ki efkârı sökün sökün Bilmediğim bir mahrem el dokunuyor ruhumun mahzun şafaklarına Ne kadar yalnız kalsam da ben, ne olur sen yinede gönül sağanağında hicran yaşama Issız sokaklar, kapanan ufukların sineme zerk eden sancıyı umutların sesinden olsun Haydi durma halinde tereddüdü bulundurma aşkı bir nebze süruru muhabbetle kokla Yalnız çehrelerin yılgınlığı bir bak, elan nefeslerinden okunuyor Ne yüreğinde muştunun şevki kalıyor, ne bir mefkûrenin izleri aşikârca sunuluyor Meskûn mahallerde yatan fanilerin hicranı yüzlerinden aksederken niye korkutuyor Fidan kuruyor, meşk yâd ellerin nefesinde aşk ile gönülleri sürurla dalgalandırıyor Kırk kilitli kapıların ardında bilmem ki neler var Bahtın sevdasında sadakatle bekleyen nasip kalbimin edebinde yaşatır bir ar Ey yar sesim duyulmasın bin hüzünle nefesim takatsiz kalsın aşk ruhunla hali ansın Kalbinin mümbit toprağında sana bir yalnızlık yaşatmasın, haz yüreğinde şakısın Ey şehirlerin anası, hülyaların en naif sevdalısı İstanbul Çıkma gönlümün yalnız ve hicran sayfalarından, Üsküdar’ın dile gelen aksanından Suskun şairlerin mazileşen nefis mısraların ayan olan hıçkırıklarından, efkârından Artık bir gam yaşatma gönlümün hazanlaşan diyarından, dostların cenahından Yine başladı gözyaşları arzın semaya hasret nidasından Ne kadar suskun çığlıklar varsa, dile geliyor, güfteleşiyor ruhun ilham pınarından Hakikatin senasından, vicdanın yanıklığından, aklın bitap bırakan arayışlarından Yolun kalbimin güzergâhında meşkûk bırakan burukluğunda, aşksız solgunluğunda Ey rıhtımın bekleyen gönüllüsü Yüreğinde bin bir esrarın sahnesi şimdi hüzünle dile geliyor Ne kadar uzaklara baksan, umudu inşiraha adamasan, nasibi aşkla anmasan eliyor Ömür bitiyor yıllar yorgun sendeliyor dil çekiliyor kelimeler bilmem kime sesleniyor Mustafa CİLASUN |
Yazan yüreğinize saglık sevgi saygı ve selamlar...