Sızı...
ilkbaharı yeni devirmiştik henüz
bir fasıllık yaz ardından hazana dayandık biz oradaydık... çocukların sarı yaprak izlerinde garip bir hışırtı gibi içsel seslerimiz vardı ve yalın ayaklı... öykündük önce sonra öyküleştik şiir şiir olmaktı hevesimiz ’ama biz sınıfta kaldık...’ ılıman düşlerimiz ayaza düştü üşüdük... birlikte bu mevsime düştük... şimdi kızılyıldızı bulutları hava durumlarını dinliyoruz bizim şehirlerimizden söz etsin diye... kapalı bir yağmura düşmüş kentlerimiz ağlamaktayız... biliyormusun, mışlı hikayeler gibi gökten üç elma beklemekteyiz biri bana biri sana biri ise çoktan çürümüş... işte sızıların ardından şakaklarımıza düşmüş bir ağrının şifasını aramaktayız kim bilir belki de son duraktayız… |
şiir kabuğumda bir sızı kırar duvarlarımı ince ince...
kutladım...