Ağla, yeter ki ağla, kalbi inşirahı anla!Bir rüya gibiydi geçen ve fanilik namına göçen anılar ve hüzünlü yıllar Nereye baksam, gönlümün burukluğun halsizliğine bıraksam Ve günlerce ağlasam Gönlümün hicranı dinmek bilmiyor Hasretin bağrında sinem inliyor, geceler kalbime bilseniz neler söylüyor Ne kadar kendime söz versem İradem için aklıma müracaat etsem ve azimet için gönlümü sabra hasretsem Suskun yüreğim sesleniyor, rüyalar bin hüzünle halimde filizleniyor Ne akıl kar ediyor, ne gönlüm hakikatten vazgeçiyor, aşk için çileler serdediliyor Durup düşünmek, iradeden vazgeçip gönülde süzülmek hasreti esin veriyor Nar, ruhun yetisinden idrakime nazar ediyor, umudun fizlilendiğini söylüyor Vefa, insanın hassiyetinde aklanmaksa, sadakat vecdini gönlüme giriyor Alnımı koyduğum seccadeler masumluğuma delalat ediyor Niyetin asliyesinde bir ülfet yoksa, bilmem ki meşk nasıl nefsime kefalet ediyor Ölümde dirilşin senfonisini ruhuma ilhamın hazzıyla dinletiyor Ne söylense, aşk için ömür hasredilse, hakikatin rahlesinde sevda vuslat ise rastgele Çalma gönlümde ki hülyaları Kandırma nefsin için samimiyetimden gelen şevki itibarı ve süruru sevdayı Ne kadar kandırsan, lafazanlık yaparak gönlün edebinden arileşip çulsuz kalsan Malayanalik yaparak nüfusunu artırsan, maslahatı gaye sanıp yıllarca oyalasan Ne çıkacak, yeret ki aldanan ben olayım Nefsimin nizamsız halinde kimseyi kandırmadan nefesimi tamamlayım Halin hicranında vicdanıma sorayım İnsanlık için bir kadre dahi olsa yanılmış olmayayım, aşkın esiniyle yaşayayım Derdin dermanını hakka iltica etmekte bulayım, ruhumun sesiyle avunayım Mustafa CİLASUN |