HATIRA
Özgürlük
Bu şahsi bir kanaat kimseyi bağlamaz hem. Özgür bir insan olmak benim bu günki gayem. Sahipsiz bir merkebim benimdir cümle alem Ne semer var ne yular ne eğer var nede gem Bir kuş kadar hafifim bir yel kadar pervasız Şehrin her köşesine koşarım arsız arsız En güzel gözler bende değilim de rahatsız Ölene dek yaşamak, madem doğduk hakkımız. İşte arpa tarlası yonca yulaf her şey var. Hadi yürü be koçum gayri seni kim tutar Dilediğimce yerim ben yerim onlar çıkar Bitesi yok nimetin kavun karpuz enginar. O ne bir sütun gibi tarlanın bir başında Çok harika baksana o da benim yaşımda A.İ.A.İ. ben geldim karakaçan karşında KADİFE, memnun oldum.dedi tanışmamıza Yippe, Hurra, dıgıdık.Ay bir hoş oluyorum Yeni doğmuş gibiyim hayatı soluyorum Kanatsız uçmak neymiş anladım uçuyorum Dört adımda yüz dönüm tarla dolaşıyorum. Öylece durup aşkım bakıyor her halime Aşırı heyecandan A.İ.düştü dilime Nazik merkebim benim ay bakışlım kadife Nasıl anırmaz eşek nasıl gelmez keyife. Çok terledim yoruldum sana kurban olurum Hadi şehre gidelim anırmak istiyorum Kâinat bilsin artık be kadifem diyorum. Bu eşek artık benim size haykırıyorum. Malumu ilan ettik sıra geldi gezmeye Birde sıpamız olsun dedim ben kadifeye Olur ama alenen yapılmazmış yav niye. Kim ne diyebilir ki iki aşık eşeğe. Dinlemedim onu ben atıldım üzerine Bakkal kasap kim varsa çeper çekti önüme Kahretsin ne oluyor girmeyin özelime Dediysem de olmadı sopa yedim belime İncinmişti onurum çaktım çifteyi hemen Anlamazmısın adam özgür bir eşeğim ben Neyse ki kadifemle tabanları yağlarken Bir sıpa hayaliyle tarladayız yeniden Kadifem nazlı gelin ben telese telese Göz göze eriyecek bitecektik nerdeyse Kadifeyle mahkûmuz malum aynı hevese Böylece biti verdi çok özgün bir hadise. Eşek olmak bir nimet iyiki bir eşeğim Giyinip soyunmak yok üzerimde herşeyim Tek menfaat otlamak yok başkaca bir şeyim İhtiyacım çok olsa bitmezdi eşekliğim. Gül kokulu sıpam var birde canım kadife Yenik düştü iktidar bu yüzden muhalife Özgürlük gitti elden yenildim ben nefise Özgürlük kul olmakmış arzulara meğerse Anladık nefis varsa özgürlük hikâyeymiş Dışkı ile çiş var ya özgür bu iki şeymiş Onlar çıkmak istesin cumhurbaşkanı kimmiş En ciddi oturumda def-i hacet edermiş. Satmışım anasını özgürlük denen şeyin Bir sahibe kölelik vazifesi eşeğin Evime köle olup bir sahip edineyim Nasıl olsa dünyadan geberip gideceğim. Karakaçan söyledi ben se ilettim size Cennete mahkûm olmak emirdir hepimize Ya da özgür oluruz ters düşüp Rabbimize İki halden birisi kalmış tercihimize Beyni olan düşünsün akıl sahibi insan Bir asırlık ömür yok ne kadar özgür olsan Yarısı uykudadır, onbeş çocukluk saysan Ve geldin gidiyorsun a dostum farkındaysan 04/06/2010 |
“Bu şahsi bir kanaat kimseyi bağlamaz hem.
Özgür bir insan olmak benim bu günki gayem. “ (…bugünkü…)
Kelimelerin yazımı (imlâ) ile ilgili tereddütleriniz varsa Türkçe Sözlüklerden veya Türk Dil Kurumunun www.tdk.gov.tr adresinden yararlanabilirsiniz. Burada sözlükler, yazım kılavuzu vb. bir çok konuda bilgiye ulaşabilirsiniz.
“Sahipsiz bir merkebim benimdir cümle alem
Ne semer var ne yular ne eğer var nede gem” (…ne de …)
“DE” BAĞLACININ VE “DE” BULUNMA DURUM EKİNİN YAZIMI:
“de” “da” bağlacı da tıpkı “ki” bağlacı gibi ayrı bir sözcük olduğu için daima ayrı yazılır. Bulunma durum eki olan “-de,-da, -de,-ta” ise eklendiği sözcüğe bitişik yazılır. “de,da” bağlacıyla “-de,-da,-te,-ta” ekleri birbiriyle karıştırılmamalıdır. Pratik olarak birbirinden şu şekilde ayırt ederiz: Cümle içerisinde cümleden “de”yi çıkartırız,eğer cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyorsa o “de” bağlaçtır. Cümlenin yapısı bozuluyorsa o “de” bulunma durum ekidir.
*Kitap da alacağım.(Kitap alacağım)
*Sen de onun gibisin.(Sen onun gibisin)
Görüldüğü gibi bağlaç olan “de ,da” cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısında bir bozukluk olmuyor.Şimdi de aşağıdaki örnekleri inceleyelim:
*Sende bir şeylerim kaldı.(Sen bir şeylerim kaldı)
*Onu otobüste gördüm.(Onu otobüs gördüm)
Görüldüğü gibi bulunma durum eki cümleden çıkartıldığında cümlenin yapısı bozuluyor.
Önemli uyarı: Bağlaç olan “de, da”nın kesinlikle “te, ta” biçimi yoktur.
*Sana kazak ta alacağım. (yanlış)
*Sana kazak da alacağım. (doğru)
Ayrıca bağlaç olan “de,d a” bir özel isimden sonra gelirse kesme işaretiyle ayrılmaz.
*Bize Ahmet’de gelecek.(yanlış)
*Bize Ahmet de gelecek.(doğru)
KÂFİYE:
Dize sonlarındaki ses benzerliğine uyak ( kâfiye) denir. Uyak, dize sonlarında anlam ve görev yönün den farklı sözcük, eklerden ya da seslerden oluşur.
Uyak (Kafiye) Türlerine kısaca değinecek olursak:
UYAK (KAFİYE) TÜRLERİ
REDİF:
Dize sonlarında, uyaktan sonra gelen aynı an¬lamdaki sözcüklere ya da aynı görevdeki eklere denir. Bundan anlaşılacağı gibi, rediflerin bir bölümü sözcük, bir bölümü de ektir.
Gündüzler size kalsın, ver in karanlıkları
örtün, üstüme Örtün şer in karanlıkları
Bu parçada “karanlıkları” sözcükleri aynı anlamda olduğundan, sözcük (halinde) durumunda rediftir. -in” ekleri, kişi ekidir; aynı görevdedir. Kişi ekinden önceki İki sese dayalı ses benzerliği, kafiyedir.
Üstümüze gelen boran, kış gibi
Şahin pençesinde yavru kuş gibi
Seher sabahında rüya düş gibi
Çağırta bağırta aldı dert beni .
Bu parçada “gibi” sözcükleri redif, “ş” sesi uyaktır.
Siyah kaküllerin dökmüş
Kail güllere güllere
Ala gözlerini dikmiş
ince yollara yollara
Bu parçada “-miş” eki, her iki sözcükte de geçmiş zaman ekleri olarak aynı görevde kullanıldığından ek halinde rediftir, “-lere” ve “-lara” eklerinde de çoğul eki ve durum ekleri (hal ekleri) aynı görevde olduğundan ek halinde rediftir. Bu eklerden önceki, “k” ve “I” sesleri uyaktır.
Elini koynuna sokma
Seni sen den sakınırım
Sen bir kuzu ben bir kurdum
Seni ben den sakınınm
Bu parçada “sakınırım” sözcükleri” ve “den” durum ekleri rediftir, “-den” durum ekinden önceki iki sese dayalı benzerlik, uyaktır.
YARIM UYAK:
Şiirlerde dizelerin sonlarındaki tek ünsüzün benzerlik göstermesine yarım uyak adı verilir.
Huri kızlar sürmelemiş gözünü
İlin aşiretin çeksin nazmı
Kaldır perçemini pörem yüzünü
. -
Bu parçada, son sözcüklerdeki “z” ünsüzleri yarım uyak, diğer ekler rediftir.
öldürüp kanıma girme
Gayrılara gönülverme
Ela gözlerine siyah sürme
Çekme beni öldürsün
Bu parçada “r” ünsüzleri yarım uyak, diğer ekler ise ek halinde rediftir.
TAM UYAK:
Şiirlerde dizelerin sonlarındaki bir ünlü, bir ünsüzün benzerliğine dayalı uyak çeşitlerine tam uyak adı verilir.
Gurbet o kadar açı
Kİ ne varsa içimde
Hepsi bana yabana
Hepsi başka biçimde
Bu parçadaki “çi” bir ünsüz, bir ünlü benzerliğine dayalı olduğundan tam uyaktır.
Hörü melek var mı senin soyunda
Kız nazarım kaldı usul boyunda
Bu parçadaki “oy” sesleri tam kafiye, sonraki ek ler rediftir.
ZENGİN UYAK:
Şiirlerin dize sonlarındaki ikiden çok ses benzerliğine dayanan kafiye çeşitlerine zengin uyak (zengin kafiye) adı verilir.
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk
Soğuk bir mart sabahı buz tutuyor her soluk
Bu şiirdeki “luk” ikiden çok ses benzerliğine dayalı olduğundan zengin uyaktır. Redif yoktur.
Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı
Bu parçada “cağ” sesleri zengin kafiye “ı” sesi ek halinde rediftir.
CİNASLI UYAK:
Bu kafiye türü zengin uyak benzeri biruyak çeşitidir. Dize sonlarında an lamları farklı, sesleri aynı ( sesteş sözcükler ya da eşsesli sözcükler ) sözcükler, cinaslı uyak (cinaslı kafiye) oluşturur. Aynı zamanda söz sanatlarında cinas sanatı diye bir edebi sanatvardır.
Nazlı yâre selâm saldım almamış
Almazsa gam değil almayıversin
Sevdiği Kemter’den vazgeçti ise
Bergüzâr verdiğim almayı versin.
Son dizedeki alma, meyve olan elmadır. “almayıversin” diyerek cinas sanatı oluşturmuştur. Aynı zamanda da cinaslı uyak vardır.
Diğer cinas örnekleri aşağıda altı çizili olarak işaretlenmiştir.
Bülbül evler güle naz
Girdim bir dost bağına
Ağlayan çok gülen az
Yatma a kız yüz üstü
Ak gerdanlar nem alır
Ben felek soygunuyum
Hırsız gelse nem alır
Bilmem ki yaz mı gelmiş
Niçin açmış gül erken
Aklımı kayıp ettim
Nazlı yarim gülerken
TUNÇ UYAK:
Birbiri ile uyaklı sözcüklerden biri, diğerinin için de aynen yer alırsa tunç kafiye oluşur. Yine unutulmamalıdır ki tunç kafiye (tunç uyak) birzengin uyak türüdür. Yani ses benzerlikleri en az üç sözcükten meydana gelmeli. Örneğin:
——— su
——–dolusu
burada su sözcüğü ikinci dizedeki dolusu sözcüğünün içinde yer almış buna rağmen tunç kafiye değildir. Çünkü tunç kafiyede en az üç ses benzerliği gerekmektedir.
Tunç Uyak Örnekleri:
Var gez kayalıkta, dağda, kırda.
Düş bir çukura, geber, kakırda
N’oldu sangi yeşil pancumn indi
Karanlık akşamlara dödü ikindi
Tara da zülfünü gerdana bırak
Görüşmek isterim yolllarım ırak
DÜZ UYAK:
Bu uyak türüne mesnevi kafiyesi de denir. Dizelerin ikişerli olarak, art arda kendi aralarındauyaklanışına düz uyak (düz kafiye) adı verilir.
Düz Uyak (Kafiye) Örnekleri:
Gâh odunda vü gâh suda idi a
Dün ü gün kahrile kısuda idi a
Ol kadar çeker idi yükler ağır b
Ki teninde tü komamıştı yağır b
Nice tü kalmamıştı et ü deri c
Yükler altında kana döndü deri c
ÇAPRAZ UYAK:
Şiirlerdeki bir dörtlükte birinci ile üçüncü, ikinci ile dördüncü dizelerin uyaklanmasına çarpraz uyak(çarpraz kafiye) adı verilir.
Çarpraz uyak (kafiye) örnekleri:
Dur yolcu! Bilmeden gelip bastığın - a
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir - b
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın -a
Bir vatan kalbinin attığı yerdir -b
Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul a
Görmedim:Gezmediğim,sevmediğim hiç bir yer b
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul a
Sade bir semtini sevmek bile ömre değer b
SARMAL UYAK:
Şiirlerdeki bir dörtlükte birinci dize ile dördüncü dizenin, ikinci dize ile üçüncü dizenin uyaklı olmasına sarma uyak (sarmal kafiye) adı verilir.
Sarmal Uyak (Kafiye) Örnekleri :
Biliyorum gölgede senin uyuduğunu a
Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin b
Nazların aleminde yumulmuş kirpiklerin b
Yüzünde bir tebessüm bu ağır öğle sonu a
Biraz düşündüm de derinden a
Ben nasıl unuturum dünleri b
Niye zinden ediyorum günleri b
Zevk de almalı aşkın kederimden a
KAFİYE ŞEMASI
Mısraların son seslerine bakılarak bir dörtlüğün kafiye düzeni çıkarılır. Kafiye düzenlerinin, mısralarının son seslerindeki düzene göre çeşitleri vardır.
1. Düz Kafiye: "a a a b" "bbbc" "cc" "a a b b" olmalı.
İftardan önce gittim Atik-Valde semtine
Kaç defa geçtiğim bu sokaklar, bugün yine,
Sessizdiler, Fakat Ramazan maneviyyeti
Bir tatlı intizara çevirmiş sukuneti
2. Çapraz Kafiye: "a b a b" "cdcd" olmalı.
Hayran olarak bakarsınız da
Hülyanızı fetheder bu hali
Beş yüz sene sonra karşınızda
İstanbul fethinin hayali
3.Sarma Kafiye: "a b b a" "cddc" olmalı.
İhtiyar, elini bağrına soktu,
Dedi ki: "İstanbul muhasarası
Başlarken aldığım gaza yarası
İçinden çektiğim bu oktu.
******************************************************
Bu kurallar dâhilinde şiirinizi yeniden gözden geçirin. Unutmayın şiirin bütününde kâfiye düzeni ve duraklar aynı olmalıdır.
Hece şiiri ile ilgili merak ettiğiniz her konuda bilgiye, internetten de ulaşabilirsiniz.
Selamlar.