Başlıksız...!
Yüreğimin devrilmiş yamaçlarına ekledim
sade,asi duyguları... Zalim, duygusuz bir hücredir belki aşk!.. Katran karası bir gözle yaşamayı düşündüğüm, bulgur tanesi ve yabani bir ot kokusuyla gece karanlığında izlerini aradığım... Bir caninin ellerinde sokak ortasında çığlıklar içinde vurulduğum, mavi bir mürekkep misali bedenime değip belki de kanıma karışan ’zaman’a’... Belki devamı olacak dengbêjler’den akan türkülerin kim bilir belki de yazmaya yorulmuş bir kalemin üç noktasıyla son bulacak! Güneş etrafında hatlar çizen bir gölgenin, umutsuzca yol bekleyen kırışmış bir yüzün ve yaşamayı unutmayan, ölüme kapanmış bir rengin açılışı gibi geçen her dakikanın içinde feryatlarla seni anacağım... Ya güllerle ya Güneşle ya da soluk bir renkle canlanacağım.... |