BİR DOST SOHBETİNDEN...
taşkın suların denize ulaşması gibi bir rahatlık...
önce,kendinle boğuşarak bazen önüne çıkanlara vurarak hırçınca bir parçalamayla, bazen, sessiz sakin kıyısında sevişilesi bir su gibi akıp gelmek, durmak istediğin yerde tutunacak birşey bulamamak, bazende önüne çekilen setleri umursamadan kah yıkıp, kah atlayarak üzerinden gerilerde bırakmak, neye malolduğunu umursamayarak bazen, bazende umursayarak coşmak, çıldırmışçasına yeni yollar aramak ve her seferinde bir parçanı o kıyılarda yok olmaya bırakmak, ve sana hazırlanmış o kanalda, çaresizliğine ağız dolusu küfürler savurarak akıp gitmek, ne zaman, nerede kavuşacağını bilmeden hiçlik denizine... |