ÖNCE VURULUP ÖLDÜ SONRA YERE YIKILDI...
Canı sıkkındı işte,bir dal sigara yaktı...
Çekti çekti içine,sonra maziye baktı... Anılara bir kurşun,tamda alnından çaktı... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Pusulası gelmişti,isteksizce askere... Gitti işte bitince,vermişlerdi tezkere... Rüyalarına bile,girdi hemde kaç kere... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Delikanlı askerde,KIZ nişani atmıştı... Düğün dernek olmadan,bir yatakta yatmıştı... Gencin suratına bir,koca tokat atmıştı... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Hayatını verdiği,habibi terk etmişti... Vefayı kalpten alıp,gönle nefret ekmişti... Yaşama hevesini,sonunda yok etmişti... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Yine canı sıkkındı,efkar dağıtmak için... Gezdi gezdi dolaştı,hırsını yenmek için... Düğünü gördü gitti,gelini görmek için... Önce vurulup öldü sonra yere yıkıldı... Yanındaki iki genç,dediler çok yakıştı... Gelin ile yabancı,kısa bir an bakıştı... Yabancının beyninde,yıldırımlar çakıştı... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Gelinlik içindeki,dilber sevdiği Kız’dı... Önce şaşırıp dondu,tuzlu yarası azdı... Nefretten cümle yapıp,hüzünden şiir yazdı... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Davul zurna susmuştu,bakışlar aynı yerde... Kan beynine fırladı,göze çkildi perde... Her şey ortaya çıktı,anlaşıldı sır serde... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Bu duruma damat be,anlaşılan kızmıştı... Eli beline atıp,silahını çekmişti... Atılan ilk kurşunda,tam beynine girmişti... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Ürkütücü bir çığlık,gökkubbeyi sarınca... Etrafta bir sessizlik,gözü korku sarınca... Hemen hızla koşarak,tam yanına varınca... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Yere düşmeden O’na muammalı bakınca... Kurşun değil canını,terk edişi yakınca... Maziye ihantten,bir hediye takınca... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Eniştesi olmuştu,can ciğer arkadaşı... Dinamitler patlattı,yıkıldı gönül taşı... Azraili çağırdı,göze hediye yaşı... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... Canı çıkmadan daha,ruhu girdi mezara... Hayata veda etti,varamadan bahara... Birhediye vermeden,vurulmuştu kazara... Önce vurulup öldü,sonra yere yıklıdı... Yıkıldı yere ama bir daha kalkamadan... İhanetin gamını,bir türlü aşamadan... SEN .....SİN diyerek.sellerce taşamadan... Önce vurulup öldü,sonra yere yıkıldı... |
fakat bu her dizedeki "üç noktalar" ne? inanın sırf onlar için şiiri kaç kez yarım bırakmayı düşündüm. bir de "bayan" sözcüğü kullanılmış. bayan şiirde mekanik bir etki bırakıyor. o dize de "kız" var ikinci kez söylenirse ses kakafonisi oluşur. en iyisi bayan olan yeri bir sıfatla "güzel, ahu, dilber...? " gibi bir sıfatla anlatmak.
"önce vurulup öldü sonra yere yıkıldı"