cennet intiharı
’çünküyle başlayan bir şiir olmamalıydı hayat...’
çünkü sadece senin içindim, tırmanırken basamaklarını, avuç çizgilerimde kan izi, tenimin söküklerinden sızan çürük kokusu etimin, bu ardışık acı merdivenini, hiçbirini ben sana istemedim, ve yorulmak yok lafını hiç kendim için söylemedim, ve ben birbaşıma da istemedim aslında, son bir kere daha, öpebilmek cesedini... çünkü bu gece istifa etti tanrı, sevmediğim bir şarkı yüzünden, sonra, karnı aç bir çocuk buldum cebimde, ’tutsak bir mevsimden düşüp, gözyaşısız ağladım’ dedi ben, susturdum ağzına, kör bir acıyı, ve kürtajla aldım ruhunu, kestim neşter tadını dilinden, sonrada uyuttum dizlerimde, artık çok sakindi soluğu, artık, bahar kusacaktı açlığı, uyanınca, bütün bir narkozlu veballiklerin ardından... rahmet değmişti başucuna, ölüm lafı geçmeyen bir mork sabahı, ismini sordum, içeride çalan bir kemana, armonisini kokladım soğuk yüzünün, şimdi artık, susturulma arkalarından, kutsal laflar etme zamanı gelmişti, çünkü sadece senin içindim, tırmanırken basamaklarını, ve hiç kendim için söylememiştim, yorulmak yok lafını, aç kalmıştım ve zirvedeydi mecalim, kırılan kalemin sızısıyla, recm bile vermiştim de bu sevdaya, lakin, hiç ’yüz bulamadım’ taşlamaya... basamaklar da kuruntulu tükendi, kıskanç acısı da bitti onların, dedim ya, bir başıma da istemedim aslında, kaprisli şahitlikler içindi kiralama sevinçler, bir türlü kurtarmıyordu pazarlığım, fazla masraflı birşeydi yaşamak, artık, neresinden dönersen dön kardı, yalnızlığın.. Selcan Adalı |
yürekten kutlarım
sevgi ve hürmetle