YELİZCumartesi güneşi, kurtuluş parkında, O kıvırcık saçların, inatçı gözlerin, Utancımı yine yenemedi. Pazarı yatakta bekledim çocuk heyecanla Çocuk içimize saklanmadan önce yani. Yüreğinin verdiği buluşma yerinde, Yine kurtuluş parkında Sen aynı yerinde, ben çoktan ordaydım kendi yerimde. Gözlerinle beni sana çektiğin yoldan sana dogru geldim Elimde bir yırtık kağıt üzerinde numaran, Kırmızı yanaklarım, senin sevimli gülücüğün, Sözler yok, en ufak bir ses bile Kelimelere gerek duymadıığımız Yada telafuz edemediğimiz bir zamandan yani. Çimler üstünde sen bir çiçek Ben bir saksı kadar sap İskambil kağıtlarıyla sen birseyler anlatamaya çalısırdın Ben anlamamakta ısrarcıydım Utangaçlığı ilk tecrübe edinisimiz Bekçinin bizi kovduğu gün Ruhumuzu ilk tanıdığımız bir zamanlar yani İsimsiz mektuplarına mühürlü kokularını bırakırdın. sessiz telfonlarında titrek nefesin Adın gibi biliyordun, adını bildiğimi Seni yaşadığımı biliyordun Yani tüm bunların üzerinden, Yalan yılları oynamadan önce Ankaraya ismini vermeden önce ... |
sessiz telfonlarında titrek nefesin
Adın gibi biliyordun, adını bildiğimi
muhteşemdi sevgili şairim. mavi ve kirmizin ilk ve unutulmayan bir buluşmasıydı mısralar tebrik ederim.sevgiyle kalın ho kalasınız.