meyhanede ayrılık acısı
Canım yandı sen giderken
Gitme! Diyemedim Yağmur bana ben sana ağladım Yürürken hüznünde rüzgârla dost Bir balıkçı meyhanesinin karşısında buldum kendimi Tahtadandı sandalyeler boyasını solumuş duvarlar Kırık beyazdı örtüleri de Ardında ki ben gibi dağınıktı orası da... Yaşlıca bir adam çıktı kapıdan Kırık bir Türkçeyle karşıladı ‘’geç evladım geç otur şöyle’’ Seslendi içeriye zayıfça bir çocuğa ‘’donatın masayı bir kelam işi’’ Gelmişti masama mezeler bir de aynalısından 35 lik Kulağımda uğuldayıp dudağıma düşen Bir Orhan baba şarkısı arka fonda ‘’Ben zaten her acının tiryakisi olmuşum Ömür boyu bitmeyen derdimle yorulmuşum Gülemem sevgilim!!! Ben sensiz aaahhh yaşayamam!!!! ‘’ Gözlerimden düştü yaşlar Dudağımda kalan cümle içimde cam kırıkları Ben sensiz yaşayamam!!! Sırtımı sıvazladı o anda bir el ‘’üzülmeyesin be evladım Aşk acısı bu benzemez başka bir acıya Dost olur her seferinde terk ettiğin yalnızlığın Anlarsın be evladım yalnızlıktan vefalı yar Bulamazsın’’ Baktım yüzüne konuşamadım Düğümlendi boğazımda cümleler Ağla/ya/madım |
YAZMAK SİZE YAKIŞIYOR
BUDA BENDEN OLSUN
Fırtınalı deniz gibiyim
Kabardıkca kabarıyorum
Acılarla boğuşuyorum
Beni sevmek cesaret ister
Bazet bulut gibi dolarım
Bazet barut gibi olurum
Gözyaşına hep aboneyim
Beni sevmek cesaret ister
Sanırsın'ki kaf dağı benim
Sanırsın'ki kalpsiz biriyim
Sanırsın'ki sevmeyi bilmem
Beni sevmek cesaret ister
Çılgınlık var benim kanımda
Ferhat,Mecnun neki yanımda
Leyla olmak zordur yanımda
Beni sevmek cesaret ister
(11.11.2003-Takvim Gazetesi)