Çiy Düşen Zaman Parçası
Çiy düşüyor saçlarına zamanın avuçlarına yıldız.
Tınazlar tutuşurken gün battı batacak. Ömrün hitamı bir bidayet bestesinden esinleniyor. İkindi güneşlerinden süzülen ölgün ışıklar durgun sularda eriyor. İnce bir gül yaprağından daha narin bir kız, Issız yıldızsız gecelere tutunuyor. Ayinler yortular renkler ölüyor solgun dudaklarda. Uzaklarda çok uzaklarda akasya kokan nadir sabahlarda toylar kuruluyor. Toy kuşları şarkılar söylüyor, tarlalar şen şatır değilse de Suya eğiyor dere kenarlarında söğütler salkım saçak dallarını Su ürperirken zaman erirken ömür de üşüyor…. Düşüyor gün ince uzun yollara. Yollar hep aynı yere çıkıyor, ayağını sürüyor takvimler günler peş peşe geçiyor. Gün hafta ay yıl asırlar sırlar gizemli yolculuklar. Sevda harmanlarında dolu başaklar dövülürken. Çiy düşen zamanın ıslak kirpikleri ışıl ışıl. Annelerin gözlerinde nem. Sarıyor anne yavrusunu gül yaprağı sinesine can kuşum bir tanem diyor. Her sabah taze bir dünya, taze umutlarla kol kola bir gün. Yeni başlangıçlara imza atarken güneş, Denizlerde kalyonlar yol alıyor,ağlar çekiliyor dalyanlar şenleniyor. Durgun sulara gölgesi vuruyor mavnaların. Eriyor zaman ömürler eriyor hitama. Can can veriyor yeşil dallarda tomurcuklarda Filizî yeşili gün bitiyor... Ankara,28.05.2010 |