ÖLÜM KOKAR GECELER...
ihanet kürekleriyle kazılmış,
bir mezara dönüyor yatağım, bedenimi yalnızlığın buzulu sarmış, üzerime örtüyorum gölgesini karanlığın, yine tenimde kül oluyor yorganım, her satırı suretine uğrayan, göz yaşlarından şiirlerle süsleniyor mezar taşım bildiğim dert ortağım yastığım... yine ölüme geçiyor beden, ruhu kim sahiplenecek hiç bilmeden, aydınlık çalınıyor usulca, karanlığa teslim gözlerimden, ve günden güne can kaybediyor, acılara sebepsiz bu yorgun beden... adını koyamadığım bir filme dalıyorum, her türlü derde rağmen yinede gülüyorum, rüya sineması başlıyor ve donup kalıyorum, tanıdık geliyor iki isim, mangalda kalmıyor sitemden külüm, bu nasıl VUSLAT’tır Allah’ım? yine mi baş rolde aşk yine mi yönetmen ölüm?... biletsizim bu sevdaya ben, ama, bir ömür ödedim yangınlarda bedelini, bu film için bozdurdum en değerli düşlerimi, ve rehin bıraktım yüzümdeki gülüşleri, belki bir rüyada uğrarsın diye, kimsesizlik itti beni düşlerinden içeri... ne zaman seni özlesem bir yolunu buluyorum, kendimden kaçıp ara sıra düşlerine sızıyorum, bir hayal çiziyorum ellerimle hayalin ellerimde, sonra terkediyorum kendimi usulca gidiyorum, yalnızlık dolusu yükle delikli ceplerimde... ben yeniden dedikçe sivrildi gam keder, tenime battı sessizce içimde öldü bir nefer, dönüş yoktu sanki yalnızlıktan bu sefer, işte bu yüzden ölüm kokar sensiz geçen geceler... (asi_geco) |