KAVUNİÇİ HAYALLERİMKüçücük bir gecekonduydu evimiz, Bir sofa, iki oda.. birde hol. Bahçede yanan kör bir ışık, Yansa mı, yanmasa mı? der misali aklı karışık… Tam üç kardeştik biz.. Tekstil işçisiydi anamla babam. Makine sesleri kumaş tozları, Vardiyalar arasındaki maratonda, Bazen hatırlayamıyorlardı bile bizleri.. Bakıcı mı, o da kim, güldürmeyin beni.. Hiç tanımadık hiç görmedik, Biz üç kardeş sokak aralarında büyüdük Bir topumuz bile yoktu! ! ! Yegane oyunumuz, Hayal peşinde koşmaca olmuştu.. En güzelide neydi biliyor musunuz? Karşı kaldırımda, Hacıoğlu kırtasiyedeki Kavuniçi plastik toptu… Bir kez koymuştum aklıma. Kavuniçi topun ardından, Okul bahçesindeki barakaların arasında Toprak sahada koşuşturmayı… Oysaki, Vardiyalar arasında gidip gelmekten Düşünen yoktu benim hayallerimi! ! ! İsteseydim, belki istemeyi becerseydim, Alacakları da yoktu zaten.. Bir vardiya sonrasında.. İki göz gecekonduda, Sızmışken babam yorgunluktan, Sessiz, ürkek birazda çekingen.. Yokladım ceplerini. Aşırdığım on lirayla, Verecektim kavuniçi topun bedelini! ! ! ! ! Bir çırpıda aldım soluğu Hacıoğlunda. Belki, o bir liraya bir top almıştım amma, Aldığım, kavuniçi plastik top değil, Top peşinde koşan.. Kavuniçi hayalimdi aslında…… Olsun ne çıkar ki, Çekildiyse de kulağım sonunda, Dersimi aldıysam da.. Ben; o iki göz küçücük gecekondu da, “Kavuniçi hayalimi gerçekleştirmiştim ya”! ! ! ! ! Ferah Yılmaz-Dağarcik 01.05.2007/ 16:55 Bu şiirin hikayesi: Bir aile, anne baba çalışıyor, 3 erkek kardeş, ortanca erkek kardeş evin kızı gibi kardeşlerini bir araya toplayan, yemeklerini yedirmeye çalışan, o gecekonduda yemek masası dahi olmadığından yere serdikleri sofra bezi üzerinde yemeklerini yiyen kardeşlerden birinin çocukluk anısından kavuniçi topun hayali...... |