DEĞMEYİN BANA
Bugün gözlerim ağlamazsa: Bir ömür, kaderim ağlar.
Sefilliğe koşarken çocukluğum; Karanlıktı çağlar. Daha dün doğdum: Bugün giderken, anam karalar bağlar. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Bugün acizliğim, faniliğime eş. İki çift sözde, hayatım kor ateş. Bedenim yere düştüğü gün: Ana, baba, yalan olur kardeş. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Dün gibi çocukluğum, geçip giden şu günler. Beyhude yaşayıp biçare hayat sürerim efendiler. Benim gibi yalan olan, maddeye köleyim erenler. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Nefsime hükmeden gönlüm, aklımın esiridir. Güzel düşünürken; İnsanlar nefreti söyletir. Ah şu zaman! Bir dirheme insanlığımı verdirir. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Varlığımı kaybetmişim; Parayı, malı, mülkü kaybetsem ne? Ruhumun rızkı kesik: Bedenim aç kalmış, çok mu bê! Düşüncelerim ölmüş; Uzuvlarımın çırpınışı beyhude. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Dünyayı kazanmış efendiler gördüm: Garibin yüreğinde sefil yaşayan. Bunca yıl okuyup, kalemini yalan dolan işlerde kullanan. Onca derdimi dillendirdim: Dinler mi alçak olan. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Bak Mahmut: Ben yanmazsam, ömrüm yanar. Zemheri karanlığım olur, ümitle yaşadığım yıllar. Gün gelir gülüşlerim olur; Ah- u zar. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Kâinata baktım, hakkaniyet yatar özünde. Kendime baktım, şeytan var sinemde. Böyle kendim bilmez yaşarken, hüzün ekerim kalpten kalbe. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Dostlar gördüm paranın üstünde, boş yere kazandığım. Bilmediğim insanda vefa gördüm: İsmini yüreğime yazdığım. Bilmem ki neyime acıyayım: Yaşadığım her şey pişmanlıktır gardaşım. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Çok sevdim can- ı cananı, Allah’ dan gelen her varlığı. Şükürle gülüp, firkatle ağladığım her anı. Ben yaşamanın lezzetini böyle aldım, ötesi var mı? Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Ben benden ayrı gezdim, karalar bağlarım. Viran oldu her şeyim, yegâne hayatım. Bundan gayrı dünyanın sitemi üstüme yürür anacığım. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. İşte geldim ve gidiyorum; Sizler hakkınızı helal edin. Dünya heveslerine daldım, şimdi arzularımla rezilim. Bugün kazançlarım kâr etmez, biçaredir ahvalim. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Elbette ki kırılan bir kalbim, yıkılan onurum var. Menfaatin eşiğinde, insanlar bana ne dost olur nede yar. Şöyle geçip giderken zaman, saatler tek tek olur ağyar. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Zulme düçar olmuş, nasıl yanmasın garip. Duyduğu acı sözle içten içe ağlar; Allah’ a ser verip. Çağlardan beri, hayat ondan bana çok elim. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Şöyle bir baktım ömrüme; Her an boğuldum. Dünden bugüne ağlayıp, çileye gark oldum. Şimdi! Gelip geçen zamanlarımı nefretle sordum. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Koca arkadaşım Mahmut: Bugün çok yorgunum. Artık! Hayat çizgileri belirmiş yüzümde, sararıp soldum. Bugünden sonra yaşamak istemiyorum! Azrail’ e vurgunum. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Günlerce çalışıp didindim, bugün beyhude oldu hepsi. Sorma hallerimi, viranedir şimdi. Hayatımın baharında zemheri kışlar, talan etti beni. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Ana, baba, gardaş ne zaman sadık. Böyle divane yaşarken iyilik verip kötülük aldık. Şeytanı geçtim, insanlara aldandık. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Yapmayın etmeyin bu zulümleri bana. Bende yaşamaya geldim şu fani dünya ya. Yüz bin dostum olsa; Yalandır hepsi kör nefsin diyarında. Değmeyin bana! Yalnızlık bana yeter. Mahmut Enes boş ver; Hakk-ın kalemi yazmış bu kaderi. Bir ümitle; Bir asırlık sabrı yaşayalım, bu en güzeli. Elin iyisi kötüsü neyimize, gel gidelim fakirhanemiz bekler bizi. Görmeyelim kimseyi! Yalnızlık bize yeter. 16/12/2009 Mahmut Enes YÜCEL |