zamanın parmak uçları...
seni düşlüyorum...
zamanın parmak uçlarında gezinirken öptüğüm güzelliklerini ruhuma kazıyorum seni... koparıp alıyorum pençesinden kuş tüyü bir yatağın martılar bana ben sana dolaşırken parmak uçlarını çözüyor zaman çözülüyoruz kollarından seni düşüyorum şiirlere... kelimeleri yetiremezken damlaları yetirmeye koşuyorum yetiremezken seni içime okyanusları saklıyorum yüklemlere seni ... düşüyorum sayfalara. karalamak yok artık,biliyorum çizmek yok üstünü sözcüklerin,sözcükler senin. oysa nokta bile seni düşerken yazılara ben hep virgüller, üç noktalar... düşüyorum sana. parmak uçlarında gezinirken zamanın seni düş( l )üyorum hep yine ve yeniden,düşleyemeyeceğim oysa biliyorum noktayı koyuyorum çünkü geç kaldı iki nokta : açıklaması yok bu anın! ey düş! başlayacakken baharın seni düşleyeceğim demek olsa düş...le....yeceği.. günler gelecektir baharı yaprağın ve şimdi! biterken bu genç kanserli hazanım zamanın parmak uçlarındayım. "gelecek" yok! ben seni düş( l )erken. uyu... kırılmış bir tırnak gibi sana acı vermeden kopacağım. diledim, kal bahçemde yeşilliğinle and içtim seni hiç kopartmayacağım. geç kaldım biliyorum seni severken zamanın parmak uçlarındayım. |
şiir daha güzel olabilirdi diye düşünmedim değil...
ama mısralarda şiirsellik bulmadım da değil...