geldi yanıma oturdu
kahvede
başında kırçıllaşmış saçlarının
birazını gösteren bere
45 yaşlarında
sonra 55 yaşında olduğunu
kendisinden öğrenecektim

gazeteyi açtı
bir makaleyi okudu
baştan sona
yorum yaptı 1 saat
hiçbir şey demedim

ahpap olduk
ben 34 O 55 yaşındaydı
kafalarımız uyuşuyordu
tüm blue jean
mağazalarını geziyor
t shirt’ler beğeniyorduk


Bob Marley
Hint müziği
Blues
Soul,R&B
hayranıydık ikimizde
O Aretha Franklin’i tanıttı bana
ben de aynı ses
farklı fizikteki Joss Stone’ı

zenci ağıt müziği

evi kaset müzesiydi
40 yıllık kasetler
gramofon
teypler
onlarca gümüş yüzük
portreler gençlik resimleri
tablolar
10 tane kedisi vardı
evde dolanıp duruyorlardı
400 kanallı bir Tv
yığınla gazete kitap dergi
az bulunurdu
bir eksantirikti

ağırlıklar vardı
evinde,spor aletleri
hayatı vurdu kırdıyla geçmişti
her yeri yara bereydi
kabadayıydı
racon keserdi
nuştaları vardı
sırtı yere gelmemişti
siyasetten nefret ederdi
tam bir maçoydu

kızı ve oğlunu evlendirmişti
torunları vardı
2 kere evlenmiş
ve boşanmıştı


sokakta yaralı bulduğu
hayvanı evine getirir
tedavi eder,beslerdi
sigara üstüne sigara içerdi
hep blue jean takımı
yaz kış yumurta topuklu
ayakkabı giyerdi

bana göre delikanlıydı

Hasan Hüseyin
anlatıldı mı
gözlerinden yaş boşanırdı


Müslüm Gürses’le
tanışıklığı vardı
1977’de aynı odayı
paylaşmışlardı

Beatless,Pink Floyd,George Harrison
dinlerdi
Frank Sinatra hayranıydı
1978’de Hindistan’a gitmek
istemişti


ben O’Nu ilk 1987’de gördüm
saçları omuzlarındaydı
2005’te ancak tanışma fırsatı
buldum
derler ya hani
takdiri ilahi

tanıdığım en ilginç insandı

hala yaşıyor
geçen gün
veterinere bıraktığı
köpeğini almaya
giderken gördüm yine
selamlaştık
ayak üstü konuştuk
eskiden evine davet ederdi
bu sefer bir şey demedi
hoş gördüm
yanlızlığı seven bir tip
anlıyorum

şimdi 60 yaşında
benden daha genç
duruyor

bakalım
ne kadar
dayanacak
O’nun gibiler
çok azaldıda

belkide hiç yok

ft.