Içimde Bir Yalnızlık Gizli...
Issız bir kır çiçeği kadar sessiz
Kelebek hüznü kadar ayrılık gizli, Farjad’ın kemanı kadar ağlamaklı, Yetim yüreği kadar keder yüklü... Kan damlıyor ufuklar. Öfke yüklü bulutlar kan damlıyor. Rahmet değil yalnızlık indiriyor gökler. Çığlık çığlığa bir yalnızlık... İnleyişim şimşeklere denk. Yalvarırım duy beni! Soluğum çığlık, Çığlığım feryat, Feryadım ölüm olmadan Ne olur duy, ne olur anla beni! Anlaşılmak tek arzum Sevdan senin olsun, yüreğin senin. İstemem hiçbirini. Anlaşılmadıkça; Neyime sevdan, neyime yüreğin... Şimdi gidiyorum. Ardımda sokak köpekleri dolansın Bir iki çift şefkat kırıntısı için Baksın gözümün içine çöplük kedileri Ve yollara serpiştirdiğim hayalleri Eli nasırlı, yüreği yaslı hurdacılar toplasın. Kim bilir? Senin tezgâhında para etmeyen o paçavralar. Hurdacı kantarında değerini bulur belki... Dur, uzatma! Artık çok geç her şey için. Uzatma gözyaşlarıma kanlı ellerini. Daha fazlasıyla yıkma yorgun bedenimi. Sadece Mecnunca sevmek istemiştim seni. Beni olduğum gibi sevmeni Oysa ne çok istemiştim. 26.04.2010 – Saat: 20.14 Sedat Aydın |