İHANETİ AŞİKARAramızda ki sevda döndükçe serinlere Anılarla yaşarken gömdün ta derinlere Bir kalem de sildiğin aşka mahkûm olsam da Kapsında kul olup yalvarmam hainlere Git de yaban güllerin önünde dur istersen Her gönül’ü seyran et birazcık der istersen Yarım kalmış bir aşkın kurbanı olsam bile Asla dönmem sözümden kalbimden vur istersen Hiç Eyvallah ettim mi sahipsiz ahvalime Sevdadan hüküm yesem üzülmem vebalime Tek taraflı günahkâr ilan etsen de beni Diz çöküp’te yalvarmam senin gibi zalime Bir gün yorgun bedenle çürüyüp solsan sende Keşkelerin eyvah’a dönüp yok olsan sende Aldığın her nefeste dilinde adım kalsa Bende yüzüne bakmam yığılıp kalsan sende Hâlbuki sen giderken ziyasız güneşine Sön dedim; söndü gönlüm aşkının ateşine İhaneti aşikâr, sevdayla azalarak Yanar kül olurum da asla düşmem peşine Muzaffer TEKBIYIK |
Bir gün yorgun bedenle çürüyüp solsan sende
Keşkelerin eyvah’a dönüp yok olsan sende
Aldığın her nefeste dilinde adım kalsa
Bende yüzüne bakmam yığılıp kalsan sende
BİR GÜN BAŞIMI EĞİK GÖRÜRSEN BİLKİ
YERDEN BİR ŞEY ALMAK İÇİNDİR.
diyorsunuz hocam çok da iyi yapıyorsunuz
sevginiz içinizde hiç bitmesin ama
boyun da eğmeyin
çok güzeldi hüzünle bir şiirdi ama
çok çok güzel di