SepyaPürüzsüz yüzünü pencere dirseğine dayamış Dudakları kan kırmızı kadeh Tanrım… bulutların umurumda değil Ağzından içmek var yağmuru İlikleri arasında parçalanmak Elmacıklarını sıyırıyor ikindi Pikapta Beyoğlu keman Boğazın boynunda elma kokusu Martı boğazında gevrek simit Mathilda… Aşkı çaldı ruhuma Bedenim başıboş kaldı… 2009. |
Mathilda!
Koyudur gözlerindeki gurur
İncinmiş bir çığlık saklıyor, biliyorum
Saçlarına boğduğun sevdalar perişan
Geceye varmaz sesin, suskuların ihanetin.
Cesaretin kırılır çirkef kahkahanda
Soysuzlaşır bakışların, dirhem dirhem azalır
Yalnızlığı sevmezsin bilirim
Sol yanında yabancı sevişmelerle oyalanır gururun
Yokluğunu aynalar bilir
Cismin gölgemdir, şaşırırsın.
Acıtamazsın şiirlerimi
Bir nehir yatağında ayak izlerin betimlenir
Avuçlarını yakar mektuplarım
Bırak, ışıksız masanda güneş olsun
Gözyaşlarına dokunuyorum her satırda
Günahların çoktur Mathilda!
Affedilmeyi bekleme koynumda…
Sonsuzluk, dudaklarına çivilenirse
Ölümün soğukluğu
Seni yakar kavurur, Mathildam!
tesadüf bu ya....
yüreğinize sağlık efendim ..
saygımla.
en son şiirime göz veren güzel bir eser gördüm