MÖSYÖ HAKİM BEY
[ kalin
Belçika’da yetişmiş bir kızın, Türkiye’de yetişmiş bir erkekle yaptığı evliliğin sonunda mahkemeye açtığı boşanma davasında kendini savunmasıdır. Okulu bitirmiştim, birkaç yıl önce. Babam git Türkiye’yi GEZ dedi, Hakim Bey. Gezerken vuruldum işte bu gence. Bu genç evlenelim BİZ dedi, Hakim Bey. Düşünmeden “he” dedik, evlendik gayrı. Dünyalar bambaşka kültürler ayrı. Anladım ki, bu evliliğin yok bize hayrı. Pişman oldum, içim CIZ dedi, Hakim Bey. Millet unutmuş vicdan ile insafı. Ödetti bana düğündeki tüm masrafı. Buldu ya ödetir, benim gibi bir safı. İma ederek bana KAZ dedi, Hakim Bey. Beyefendide yoktur hiç iş iştahı. Bütçemize katkıda yoktur henüz siftahı. Ömrüm de görmedim böyle küstahı. Anamı da getirelim bu YAZ dedi, Hakim Bey. Türkiye’den ana getirmek moda ya. Getireni havale ediyorum Hüda’ya. Kaynana gelince, bizim bir salon bir odaya. Burda mı oturuyorsunuz SİZ dedi, Hakim Bey. Kayın, para süpürülen yer sandı burayı. Para istedi değiştirmek için arabayı. Bulduk buluşturduk gönderdik parayı. Sadaka mı bu, ne kadar AZ dedi, Hakim Bey. Birkaç yıl cocuk yapmayalım dedik. Görümce almasın mı eline davulla düdük. Çocuk olmuyor diye kalmadı duymadık. İftira atıp bana, bu gelin YOZ dedi, Hakim Bey. Bir de metres bulmuş diyorlar Bulgar’dan. Pirince gidip de olmayak dedim bulgurdan. Dedikodu deyip, medet umdu inkardan. Alemin ağzı torba değil ki BÜZ dedi, Hakim Bey. Çocuk olursa kurtarırız dedik, yuvayı. Avşar bile affetmedi mi diyor Kaya’yı. Bir daha olmazmış, çekersem bu davayı. Ya büyü var bizde ya da GÖZ dedi, Hakim Bey. Kan kustum, dedim frambuaz içtik diye. Dertleri açmadık, içimize döktük diye. Çocuk için her şeyi olura büktük diye. Firit kafalı bu KIZ dedi , Mösyö Hakim Bey Hakiki Kabakçı ] |