![]() RUHUM TEFEKKÜR KOKAR
Yazın ruhum tefekkür kokar,
Ilık bir rüzgâr kalbime akar, Ötelerin ötesine kokusunu saçar, Kurak gönüllerde çiçekler açar. Ekinler haykırdıkça haykırır, Başaklar ellerini açıp duâ eder, Hep hakkın yolundan gider, Kuşlar sabahları hatırımı sorar, Bulutlar güneşin yolunu bekler, Buharlaşıp yüreklere yağabilmek için, İnce ruhlu insanın kalbine akabilmek için. Gamsız, kedersiz insanlar başıboş dolaşır, Neden dolaştığını bilmeyerek. Cahil insanlar hep hakka küfreder, Neden küfrettiğini düşünmeyerek. Hokkabaz yığınları İslâm’a saldırır, Ateş çukurunda olduklarını bilmeyerek. Okumuş dilbazlar hep nutuk çekerler, Halkı cahiller sürüsü görerek… Adâlet terazisini yanlış tartanlar, Batıl düşünceler ağır gelsin diye, Kendilerini ve düşüncelerini de Terazinin bir kefesine koyarlar, Diğer kefede olanları boğarlar, Sonunda tartılana adâlet derler, Haktan yoksun karar verirler, Arkalarına bakmadan giderler. Tartılanlar gözü yaşlı kalır kefede, Bulamaz kendini anlatacak ifade. Unutma zihindekiler yansır aynaya! Ayna hakikatleri gösterir iyi bakınca. Karıncalar uzaklardan haber getirir, Ruhunu hakkın potasında iyice eritir. Deve kuşu hiç kaldırmaz başını kumdan, Karanlığı aydınlık sanıp düşer damdan, Tepesindeki güneşi ve ayı asla göremez, Batılı bırakıp da hakkın yoluna giremez. 05.06.2008 Sazlıdere |