PERİŞAN
Yine gökyüzünü bulut kapladı
Duruşu perişan hali perişan Çekip gam okunu kalbe sapladı Çiçeği perişan dalı perişan Bilmez kimse gönlündeki yarayı Gündüz gözü arar durur çırayı Baksan dersin yıkılmıştır sarayı Gülüşü perişan dili perişan İnsanoğlu nankördür hep gözünde Hile dolap yok aslında özünde İçini yansıtır her bir sözünde Bahçesi perişan gülü perişan Bir bakarsın görünür bütün dişi Hayal kurup hüzün aramak işi Bunca naza katlanamaz her kişi Yareni perişan yari perişan Düşleri atlıdır kendisi yaya Sorar durur neden geldim dünyaya Dalmak ister özlediği rüyaya Uykusu perişan düşü perişan Kara gözler derinlere çok dalar İçinde hep derdin ezgisi çalar Zaman geçmez sayılır dakikalar Baharı perişan güzü perişan Yağmur damlaları dökülür gözden İnce ruhlu kırılır her bir sözden Od düşmüş gönlünde geçilmez közden Ateşi perişan harı perişan Küser durur barışması çok yakın Göz pınarına yaş, ediyor akın Kalbini kırmaya uğraşma sakın Hiddeti perişan kini perişan Ziya oldum görsün diye önünü Yarını düşleyip silsin dününü Bayrama çevirdim her bir günününü En sonunda etti beni perişan Kenan Ziya Akbaba |
Keyifle okudum kutluyorum kalemenizi...
Hiç bir zaman perişan olmamanız dileğimle...
saygılar sunuyorum...