Emeklilik Zevki (!)
Aklıma gelmezdi, bir gün yazarım
Sabahtan akşama, yatar uzarım Zannettim yine de, eser tozarım Emekli olunca, bitiyor düşler. Sabah erken kalkmak, işe gitmek yok Kimseyi kimseye, düşman etmek yok Yorgun argın terden, yolda bitmek yok Bu kere de evde, karıştı işler. Çayı kendin kalkar, kendin demlersin Akvaryum temizler, balık yemlersin Balkon tarlasında, tohum çimlersin Romatizma olur, bitmeyen kışlar. Hanımla geçinmek, ayrı bir sanat Derse kocacığım, sofrayı donat Uç dese takarım, vallahi kanat Yoksa hançer olur, örmelik şişler. Evde tek başına nara atarsın Verilen ilacı, hapı yutarsın Çekilir odana, yalnız yatarsın Saçlar dökülmeye, burada başlar. İşimiz gücümüz, hoş sohbet, hatır Zaman da geçmiyor, otur ha otur Gözlüğü takmazsan, okunmaz satır Basarsın elinle, görünmez tuşlar. Kocayınca işler, sorulmaz kurda Ha varsın, ha yoksun, sanki bir hurda Top atacak mazgal, kalmazsa surda Ardından taş atar, sokakta puştlar. Kâğıt, kumar, içki, âdetim değil Kuyrukta beklersin, eğil ha eğil Bir tek silahım var; sev, sevin, sevil Artık kesmez olur, protez dişler. Maaşın yetersiz, evin kiradır Nerden baksan halin, geçmez yaradır Torun torba derdi, en ön sıradır Bir gül bahçesinde, ötüyor kuşlar. Dostum dediklerin, ne idi, kimdi? Gerçek dost kim imiş, görürsün şimdi Çetele tutarsın, kim kimi gömdü? Yetmişe dayanır, ellilik yaşlar. Necati onurla, çalıştı durdu Kime rastladıysa, merakla sordu Emeklinin hali, gerçekten zordu Sağa sola oynar, göz ile kaşlar. Emekli olunca, bitiyor düşler. Not: Darısı çalışanların başına DOST GÖNÜLLERDEN Anlattın ya hâlin’, döktürdün derdi, Kadir ne sanırsın, o’nu da gördü, Kaynattı çaydanı, sofrayı serdi, Makbûldür; hanıma, beyleri germek!... Gel-gör emekliyi, çuvaldız kaşlar, Düşünür gönlünce, klâvye tuşlar. Kadir Yeter |