DUYGU GEÇİTLERİNDE SORUNLU AŞK İKİLEMİ
Kırmızı,karanlık oda da
Şairin düşlere dalmış gözlerinde Efsun pırıltılarında bakıyorum bize Biz...Teklikten çıkıp çoğullaşan, Anlatım bozukluklarında boğulan, Sararmış bir fotoğraflarında bile yanyana olamayan, Ayrılma zorunluluğuyla birleşen,biz. Kilometrelerce uzakta küçücük bir ege kasabasında, Üzüm bağlarındaki tatlı sarhoşluk hissini, Büyük aşıkların damarlarındaki Aykırı sarhoşluk hissiyle yaşayan sen. Sen,aşkı roman tadında yaşayan, Her vakit sevilmeyenlere aşık olan, Romantizmle erotizmi arıramayan sen. Bilemiyorum,nasıl aşık olurum sana? Medeniyetin beşiği İzmir’in güzel kızlarından uzakta, Dar,çarpık varoşlarda yaşayan ben. Sarhoşluğun gerekliliğini destekleyen, Üzümle şarabı birleştiremeyen, Senden uzak,mutlu yaşayan,ben... Erotizmi romantizme tercih eden, Aşkla sarhoşluğu aynı kefeye koyan,ben... Sevemem gibi geliyor senin büyük aşkını. Görüyorum,efsun gözlerinde sarhoşluğu Bilinçsiz hareketlerinin cezasını çekmenden, Ölümden korkmadığım kadar korkuyorum. Geçiştiriyorum çocukluk demeden. Ben aşklarımı yaşayamam sarhoş olmadan, Seni sevemem bilinçsiz hareketlerini yadsımadan, Uğur şairim hayal olduğunu söylüyor. Sarışın kadın uzak durmamı istiyor. Ölen devimci ‘yoldaş’ diye sesleniyor. ‘aşk öldürür devrimci duyguları’ Köşe bucak kaçıyorum sevdiklerimden Gölgem tadından kovalıyor aşkın beni Rüyalarıma giriyor.Hıçkırıklara boğuyor gece vakti. Durduramıyorum kendimi dudaklarının uzandığı vakit, Tüm öpemediğim aşklarıma inat, Yapışıyorum dudaklarına,ayrılan sevgilinin elleri gibi. Kaçak şair kulağıma fısıldıyor korkunç sözlerini. Korkuyorum bir vakit,dudakların dudaklarımda, Nefes almaya çalışıyorum dudaklarınla, Gözlerin kapalı,başlıyor hava kararmaya. Korkularım artıyor kulağıma gelen sert kadın sesiyle, Bir öpüşme ilk kez bu kadar zor geliyor bana. Cümleler işliyor kağıdı aşıp kalbime, Umrumda değil uyakla kafiye Bir sen bir biz var aklımda Şiir aşık etmeye başlıyor beni sana Artıyor duygularım uzayan her cümleyle... Bağırmak geliyor içimden, Şaire,sarışın kadına,ölü devrimciye, Seviyorum dünyayı diye... Dünya sensin,sen dünya. Emekçi bir kadın,emek üzerine yazıyor şarkılarını Devrimden bahsediyor sevilmeyen her şarkısında Onun emek,emek diye bağırdığı şarkılarda Ben inliyorum aşktan,aşk acısından Her şarkıda geçiyor içimden Şu sıcak İzmir sabahında yanımda olsan Klişeleşmiş sözlerle değil,benim senin İlk aşkımızda yaşadığımız umutsuz umutları Ezbere değil içten gelen sözcüklerle İsterdim yaşamak son aşkımı... “Bu dünya yalan dünya” diyor emekçi kadın, Yalan aşklar geliyor aklıma. Korkuyorum biraz daha sevmekten, Sevmiyorum diye bağırıyorum emekçi kadına, Sevdiğim emekçi kadın devam ediyor umursamaz şarkıya, “Bu dünya yalan dünya yalan,yalan,yalan dünya” Tüm sevgilerin yalan olduğuna İnandırabilecek tek kadın inandırıyor beni Tüm aşklar,sevgiler yalan dünya yalan. Sen dünyasın,dünya sen |