MUTLULUK
meryem’e dair
insan en mutlu olduğu anda ağlarmış. onun onyedi yıllık hayatı ki; mutluluktan değil hüzünden ağlayarak ğeçmiş. on yedi yılda ne acılar ne hüzünler görmüş. ve mutluluğu doğduğu topraktan kilometrelerce uzakta, küçücük bir ege kasabasında bulmuş. hayatının on yedi yılı kadın doğduğundan utanarak, bir tutsak gibi geçmiş. imrenerek bakmış hep pantolon giyenlere, ve ilk kez pantolon giyince yüzü kızarmış. utanmasaydı geçmişinden belki, kısacık bir etek bile giyerdi. tabii bir de ürktüğü cemal abisi olmasaydı. ilk kez bir erkeği hizmet ederken gördüğünde geçmişinden utanan,geleceğinden korkan, ama umutlu gözlerle bakmış kendine. yanıp tutuşurken istanbul hayaliyle, yaşadığı gecekondu da istanbuldan ürkmüş. taşı toprağı altın istanbul da, çamurlu memleketinin hapsedildiği evlerini özlemiş. mutluluğu yine kendisi gibi bir doğulu da bulmuş. yapmacık tavırlarından sıkılırken batılıların, hayran gözlerle bakmış insanlarına memleketinin. ve mutluluğu ancak on yedi yıl sonra görmüş. korkarak kaybedeceğinden, dört elle sarılmış, ilk defa yaşadığı tadımlık mutluluğa... ömer |
Saygılarımla