Kırgın / III- Meğer sevda, hüsranın gölgesinde gizlenmiş Yüreğin için için çarpmasıymış sadece. Meğer umut, efkârın bağrında filizlenmiş Bir kuşun kanadını çırpmasıymış sadece. Meğer gece, sabahın nuruyla temizlenmiş Yıldızların güne göz kırpmasıymış sadece. Geç anladım, geç gördüm; affet ey deli gönül Kusurumu bağışla, senden af diliyorum… - III. ) Suskun… Oysa biz, kırılmanın anlamını yok sayıp En beyaz elbiseyi dikmiştik siyah için. Oysa biz, gökyüzünün her halini kutsayıp Karanlığın kahrını çekmiştik sabah için, Tövbeler biriktirip ekmiştik günah için. Oysa biz, bildiğimiz her şeyin üzerine Aslında hiç yoktunuz, “hiç”tiniz yazacaktık. Oysa biz, yemin edip Hüseyin üzerine Çölleri yudum yudum içtiniz yazacaktık, Günah ekip eyvahı biçtiniz yazacaktık. Oysa biz, yazamadık hüsranı satır satır “Ben” olmuş boynumuzu büktük “biz”in üstüne. Ne “eyvallah” istedik, ne gün saydık ne hatır Yalnız “Enel Hak” derken çöktük dizin üstüne, Aşikârı sır kılıp döktük gizin üstüne. Kim kırdı kolumuzu, kim tuttu elimizden Hangi saat takvimden gün tüketti ki sustuk? Kim bıktı, kim usandı yorgun emelimizden Kim umuda sürgünü mecbur etti ki sustuk, Kimin gücü vebale bunca yetti ki sustuk? Dilimiz lâl kesildi, gönlümüz Sahra Çölü Sustuk, suskunluğumuz inerken bir ırmağa. Ne gerçektik ne yalan, ne diriydik ne ölü Sustuk, korkularımız sinerken bir ırmağa, Sustuk, cümlelerimiz dönerken bir ırmağa. Madem sustuk, suçumuz sabit görüldü madem Büktüğümüz boynumuz kıldan incedir artık. Gözlerimizin önü sisle örüldü madem Yarının var oluşu dünden öncedir artık, Gördüğümüz son rüya suskun gecedir artık. Takvimlere not düşüp saatleri kurarak Her sabah gün doğarken kurşuna dizin bizi. Gökkuşağını vurup kalemleri kırarak Mutsuz düşlerimizle meçhule çizin bizi, Sessizce gölgesine defnedin gizin bizi. Nasılsa karanlığı terk eden suçlarımız Tövbekâr bir geceden arşa çıkacak bir gün. Nasılsa nasırlarla süslü avuçlarımız Zifirin günahını güne yıkacak bir gün, Yıldızların yüzüne aşkla bakacak bir gün. Şimdi sen, köhne dünya; ruhu kaybolmuş kukla Madem kuytularında gezdiğimiz duvarsın Gel de yarattığımız intiharı tutukla İmzamızın üstünde isim yazmasın varsın, Bil ki sen, bizim seni gördüğümüz kadarsın. 23.04.2010 Beylikdüzü |
Ve bu şiirle hayranlığım bir kat daha arttı
Tebrik ve teşekkürler ..........