Farkındasız ayrılık........
Demir sülfürler savururken akşam üstü karanlığına bacalar
ejder kılığında gölgenin,sanki gidişimi kovmaktalar bir yanım köz,bir yanım kızım acısı mezar sorucusu anılarım,son günle kavrulup,bağrıma yapışmaktalar ayrılık nasıl yazılırki, us’umun kelepçesi tayfasız gemi ben seni,yörüngesiz yıldızlara yazdım,dönmeyecekler,silmeyecekler bir avuç sıcaklık aldım ellerinden,sende beni unutma emi ne kadar ağırmış bu şehir,farkına varmadan yaşanan cehennem çukuru parklar,Firavun’nun okları ağaçlar,kaldırımlar yapışkan anladım;neden yanık türküler,vedalara yakılan son çekişin varya beni;resmimi o gözlerinle,maviye çalan ben saçlarını okşarım,sen ağlayan bebeğini ne diyorsunki acaba,konuşmayan dillerinle bana şimdi takozda konulmaz dönüşüne bu kahpenin,süremiz belli ben boğuluyorum,sen gülüyorsun masum-u pak yüreğe ne demeli kuşlar neden çığlıktaki bizim üstümüzdeki dalda belki;bu od-u ayrılığın onlarda farkında yuva zamanı değil iyiki,yuvalar bozulur ya hani sonbaharda tek sen hep gül böyle,kırılsın kolum kanadımda Yemen ağıtları,Revan şivanları yakılsada bu deme kulağına söylediğimi,kimselere söyleme kösüresi bende tırpanın büyüsün ayrık otları,tırpana gelsin hele............................Kasım |
saygılarımla...