iki çay
iki çay söyledi,
bir masada bir adam iki çay getirdi garson birini önüne diğerini karşısına aldı adam bir önündekini karıştırdı bir de diğerini gün, bitmek üzereydi adam karıştırdı iki bardak çayı bir yudum aldı önündeki bardaktan karşısında dostunu gördü gözlerine baktı, gözlerinde denizi gördü sonra diğer bardağın tarafına oturdu bir yudum da o bardaktan aldı bu kez kendine baktı adam gözleri yerinde yoktu gün, henüz bitmemişti bir yudum daha dostunun çayından aldı sonra diğer bardağın yanına geldi masaya tekrar oturamadı masadan biraz uzaklaşıp masada yarım kalan iki bardağa baktı adam iki yarım çay bardağını uzaktan seyretti gün henüz bitmemişti iki çay bardağı bir masadaydı artık o da yoktu masada dostuna söylediği çay vardı, dostu yoktu kendine söylediği çay vardı, kendi yoktu yoksa bu dünya, bir var bir yok muydu? gün henüz bitmemişti, bitmemişti ama adam da henüz gitmemişti geri döndü adam, masaya yaklaştı usulca bir kendine, bir de dostuna baktı gün bitecekti, o gelmeyecekti bir gün geldiğinde, o masada iki bardak çay içecekti belki de dostu gelecek, o gelemeyecekti hüzün bulutları sardı ufkunu ufka baktı, günü yaşadı adam gün bitti bitecek, oradan ayrıldı gitti(gidemedi) adam gün bitti bitecek bir daha geri gelmeyecek haykırdı adam, çırpındı adam bahçedeki bir yeşil yaprağın üzerinde uyudu(uyandı) kaldı adam. İzmir.20.04.2010 |