...SUS DİLİM...
Kim dinleyecek suskunluğumu
Mavilerin en seslilerini toplayışlarımın Sahibi yok mu Işıltılarla arka manzarayı görene kadarmış şaşkınlık Vurguna tutulmuş bayram sonraları sessizliğiyle İçinde çığlıkların kavrulduğu avuç dolusu yıldıza Yerini unutturmak doğru mu Habersiz ışığım kayıp mı oldu... aydınlatamam karanlığı Bir anda olur hep Değişmeye niyetli düzenin gelişi Yine devrilecek üstüme bu devran... bilirim Bakışların şımarıklığına ayak uyduran çocuğumun Sözden çıkmayan usluluğundan eser kalmadı... deli miyim Unutulmalara kapılınca kuyu İnci yansımasına adanır can İpler sarkıtırım körlüğüne Gözüm yüksekte değil derinde Ve yine ıslanır ellerim değer en istenmeze Gelinen yere dönmek yakıcı... yaldızlar yalan olmak zorunda mı Bir ümit bir huzur bir mutluluk kırıntısını Bir de yeşilin tüm tonlarını sakladım gözbebeğime Sahibine dönmek arzusu parıldar orta yerinde Birgün bu hazan sarısına Eladan sıyrılmalar unutturulur da Geç kalmamalara edilen duaları var mı ki duyan Üzgünüm Yine isyankarım tövbeler dolusu Yakası açılmamış küfürlere dolandı bedenim Sus dilim sus İçin de dışın da ışıldasın Kıyılardaki izbe yansımaların yalan ışığının inadına Suskunluğunun sohbetleriyle tanıştır bilmezleri Elbet sevilecek içinin sevinçleri Bahar renkli kanatlar açılacak günlerinde Satacaksın karalanmış geceleri... ASLI DEMİREL... |