Masal değil ...İhtiyaçtan
Eksik eteğinin coğrafyasında
Göçebe bakışlı akıllar Çoktan topladı rengini Gözlerinin Saydam karışlar ölçtü boyunun posunu İklim ezbere bildiğim ahmak yanıydı Mevsimlerden Dokunmak güneş yanığı kadar kolaydı Ve korunmak faktörsel derecelerdeki kremlerde saklıydı Tene dokunmanın aktüel mazereti haklıydı Ne de olsa bronz ten ruhu saklamak için Modern bir gölgeydi ihtiyaçtan Artık doğuştan deniz kıyısı kadınları kadar Tuzlanmış bir iltifattan Aynaya sıkışmış ilizyonların gözyaşıyla kurulanmak Nasıl rimelinde bir telaşsa Öyle bana benzenmez diyen deniz kızları Vuruyordu aklımın kıyılarına Balıkçıların koynuna girmektense ...Utanan Aklınca Ne zaman bir kadın Ne zaman uyansa iki kulaçlık Islak ve tüberküloz yalnızlığıma Gökkuşağının altından geçmeden Bir denizkızı olduğuna inandığı kadar Neden saklayamaz bir istiridye kabuğunda gibi Gözyaşını Aynasında Dönüşüleceği kıymeti bilmeden Hâr vurup sayıklayan damlasız ve anlamsız Bu yağmur Islatsada Batıramaz şizofren bir Poseıdona rağmen Hatta şapşal ten balıkçıları Kâğıttan gemilerimi Ve ölümlü olmama değecek Bir yanın kaldıysa ki Kalmalı Ama o her neyse Sadık bir deniz kızına ait olmalı... |
Bir yanın kaldıysa ki
Kalmalı
Ama o her neyse
Sadık bir deniz kızına ait olmalı..."
Öyle olmalı elbet ama belki tanrı onu öyle yararttı. Belki hayat o çukura attı. Kim bilir?
Yüreğinize sağlık.