Çanakkale
Üç aylık hamileymiş
Anam. Babam Çanakkale’ye gittiğinde. Gururla, Sevgiyle, Övgüyle, uğurlanırken, Oğlumuz olursa Umut koy adını, Kızımız olursa Yadigar demiş, Anamın kulağına sessizce. Hani giderde dönmezsem… Konuşamamış anam, Öğlece baka kalmış yiğidinin ardından. Babam rahmetli Yiğit Ahmet’i hiç tanımadım. Bir fotoğrafı bile yoktu. O günler zor günlerdi. Savaşın seferberliğin sıkıntıları, Kurtuluş mücadelesi, Açlık, Yokluk, Yoksulluk, Kimsesizlik… Çocukluğum hep ekmek peşinde koşmakla geçti. Daha erkek olmadan, Erkek olmuştum evimize. Derken büyüdüm dükkan açtım. Demir döverken vurduğum her çekiç, Düşmana atılan bir mermi, Yaptığım her tırpan,düşmana saplanan süngü, Ve her yaptığım tencere, Babamı düşman mermilerinden koruyan kalkan oldu düşümde. Ama o bir daha gelmedi. Çocukluğum babamı özlemek ve beklemekle geçmişti. İşte gençliğimde öyle geçiyordu. Annemin yiğidi gelmedi bir daha. Geriye. Vatan uğruna, nerede? Nasıl? Ve ne şekilde öldüğünü, Bilemedik hiçbir zaman. Ve nerede? Nasıl? Ne şekilde yattığını da, Bilmiyoruz rahmetli babamın. Anam bir daha hiç evlenmedi, Ömrünü Ahmet’ini beklemeye adadı. Ve hiç yitirmedi umudunu. Her gün dükkana giderken, -Akşama erken dön emi, -Baban gelirse sofrada birlikte olalım derdi. Ve ne zaman bir yere gitse, Ben falan yerdeyim, Baban gelirse beni çağırmayı unutma! Diye tembih ederdi. Ne zaman kapımız çalsa, Ya koşup kendisi bakar, Yada, Baban mı geldi? Umudum Ahmet derdi, Ağlardım. Zaman geldi anam yaşlandı. Hastalandı, Gözü kulağı hala kapıdaydı. Yaşlı bedeni beklemekten yorulmamıştı. Bir akşam beni yanına çağırdı. Baban gelirse onu hep beklediğimi söyle, Beyim evine hoş geldin dediğimi söyle dedi. Son nefesini verdi ancığım. Bütün acıları,özlemleri, koca bir çınar efsanesi tarih olmuştu işte. Anamı mezarlığın en güzel yerine defnettik. İsteği üzerine, Mezar taşına, Yiğit Ahmet’in karısı yazdırdık. Şimdi bende yaşlandım. Hastayım. Oğlum Ahmet’e vasiyet ediyorum. Babam gelirse: Hoş geldin dede de. Babaannem seni çok beklemiş de. Babamda çok bekledi de. Bu dükkan senin de. Babaannem hançer sevdiğini söylermiş. Bu hançeri babam sana yaptı de. Kemik sapında Umudum Ahmet yazıyor. Söyle onu beline taksın. Ve oğlum söyle dedene sana iyi baksın. Hayati Dede |
Şuan şiirinizi,daha doğrusu bir hayat hikayesini kızım ile birlikte okuduk.Belki inanmayacaksınız ama kızıma merhem gibi oldu şiiriniz.Neden mi? Kızım da babasını 12 yaşında kaybetti ve az ewel "babamı özledim anne " diye ağlıyordu.Biraz onunla konuştuktan sonra,tesadüf sayfanızı açtım ve kızıma okuttum...
Ölüm, kelime olarak bile soğuk ama hayatın kuralı, doğuyoruz ve öyle ya da böyle ölüyoruz...
Duygulanarak okudum...Sevgi ve saygı ile