Buradan Uzakta
1-YALNIZLIK
Ağırlığımca huzur verdiler ve ben seni hemen değiştim. Sen derin bir uykudayken karanlık bir ormanda, Beklerken güneşin sustuğu yerde. Ben ise düşünebileceğimin ötesinde bir dünyaya eriştim. Ve sen gözlerini açacaksın iki dünya arasında Ama ne yapabilirsin ki artık, Yetişebileceğin hiç giden kalmayınca? Onarabilecek misin açık yaralarını, Her lisanı konuşan iki ırmak arasında Ve duydum ki sen! Bir yol bulabilmek için beni bekliyormuşsun Bekleme! Açıp bakamaz mısın silinmeye yüz tutmuş tarihine Ben değilmiydim yolu gösteren Işık Heykelleri`ne Ve inanacak hiç kimsen kalmadımı senin? Bu yolda tutulmamış tüm sözlerine Ve ağlayacak kimin kimsen yok mu senin? Bu sonbaharda,söylenmiş son sözlerine Ve duydum ki sen! Geride kalanları merak ediyormuşsun Etme! Kara cahilleri denizin dibinde Kılavuz bekliyorlar yerle yeksan olmuş bir kuyunun içinde Yalancı bir masalcının peşinde Çıkmak için tepeye, en yükseğe Ama anlayıveriyorlar her defasında; Bu baş belası yerçekimi Toprak seviyor insan bedenini 2-ÜTOPYA Uyandım bir Adem ilinde. Kendimde değildim ufukta Tufeyl belirdiğinde. İyileştirdi tüm yaralarımı, Ve bir ceylan gibi gözden kayboldu sırra doğru... Ve burada benden başka kimsecikler yoktu. Anlatılması gerekiyordu, yapılması gerekenlerin. Ağaçların hemen büyümesi gerekiyordu ve şehirler inşa edilmeliydi. Mutlaka yolları düşerdi değil mi birilerinin. Severlerdi burayı mutlaka!?! Daha önce hiç anlatılmamış hikayeleri duymak için, Olmayan ülkeden gelen masalcıların dilinden. Ve her dilin konuşulduğu bir kulenin dibinden. Kanunların ve yasaların olmadığını düşündü. Komşu adanın bazı sakinleri, Bense nerede yanlış yaptığımı düşündüm. Onlar defolup gitmemi söylerken... Ve işte o zaman yeniden geldi ceylan. Büyük ormanın içinden,hiç zamanı değilken. Tekrar iyileştirmek elinden gelmedi, Ben yalancı bir masalcı olmuşken. 3-SON Ey! Elime yüzüme bulaştırdığım hayat, Buradan uzak acaba ne kadar uzak? Senin gelemeyeceğin kadar. Benim dönemeyeceğim kadar. |