Uzağından Geçiyordumırmakların geri akamayacağı yerden bir oltayla başını yarmanın suskunluğuyla vardım sana dilini koy akıntımıza denizlere varamayan portakal yapraklarını aldık ağıdımıza ben geldim seni çağırmaya devrilen bir ağacın kırılmış dalından düşmüş bir elmanın parçalanmışlığıyla bakıyorum sana tenine göm çekirdeğimi ihtarsız vurulan şakayık kuşlarını gömdük toprağımıza ben geldim seni çağırmaya yanmış bir okyanusun su yutmuş ağzından çıkmayan bir denizyıldızının kurumuşluğuyla konuşuyorum sana kurban ver gökleri kumlarla savaşan karıncaların mızraklarını sapladık dilimize ben geldim seni çağırmaya yıkılmış bir zamanın topoğrafyasından çıkarılamayan bir günün fazlalığıyla eksildim sana düşlerine kapıları kapat tılsımına kapıldığın yıldızların tozu var üstümüzde ben geldim seni çağırmaya boynumun ketum yazgılı muskasından telvesine yalan gizlemiş bir kahve falının dilbazlığıyla ayırdım sana yaramdan bir parça sakladım yüzümün pususuna uzağından geçiyordum ben geldim seni çağırmaya uzağından geçiyordum ben geldim kaybettiğin bir okun vurdugu ceylanı kapına bırakmaya |