Bugün arefe,
körpe fidanlardan bayram acıları kaynatılacak
kayalık eteklerinde bayırlarda bir yerde
namustan çeşniler,şereften şerbetler
katılarak içine...


testi yapılacak insanlığın
bakılarak aslına,müsvettesine
zırhı delende bilek
not düşülecek;
Truva’nın göbeğine.....


Yahya’lar yüzbin olacak,altmışıyla
sınavı olacak tarihin
ters okunuşuyla...


yüzleşecek ilimle irfan
kudururken medeniyetler
peşin alınmış avuçlara
kınalanmış makberler
hesabı tutulmadan
ödenecek diyetler...

paşası Liman’nın,tutarken arka cebinde plân
gittikçe çoğalıyordu,çakır gözlüye inanan.


haritada olmayan tepeler,böyle bilindi
ondan sonra yurdumda;
çavuşlar üstüne türkü söylendi...


mantıkla çılgınlığın düvüşüydü bu
elliyedi genç oğlanın çavuşuydu bu
terlememiş bıyıkların;
zamana akışıydı bu...


destan oldunuz,kara günlere kandil
iki kere ikiye beş dediniz siz
inanmayıp,zar attılar Gelibolu’dan
mavi gözlerde eriyip
gittiler Anadolu’dan....................Kasım




......18 mart 1915 Yahya Çavuş’un anısı önünde eğiliyorum.