Nazım Hikmet Portresi
Bir Nazım geçti
Hikmet’li sözlerle Meşhur adamların ansiklopedisinde Belki yaşadı çoğu zamanını Dört duvar arasında Ama her vakit mutluydu Bir bahar manzarasında... Gemiyle Barcelona’ya seyehat etti Dolaştı akdenizde bir vakit Bir hayalet gibi Bu zamanlarda söyledi belki Yaşamın kasidelerini Ve ’’Karıcığım!’’dediği kadına Bu zamanlarda yazdı Aşıkane mektuplar ’’Piraye!’’ dedi Öyle yandı ki yüreğimin eti Hasret ve yokluk içinde Sensizlikte... Öyle bir umuttu ki onun Sarmadı şafaklar dağlarını Işıklarla sular tutuşmadan O ağları çekti Pul pul yanan balıklarla... Sonra İbrahim’in yerine Rüyalar gördü ’’Açılımışken yarin memeleri, Öyle belden yukarı, Bulutların arasında, Ay gibi...’’ O yattı Bursa Kalesi’nde On seneden beri... Şaştı! Ayıpsız bir şekilde Aşıkane Yağmur misali Anneler gibi ağlamanın yiğitliğine Şaşırttı! Günbegün kelimelerin sihiriyle... Hapiste yatacak olana Bazı öğütler verdi Kendinden yola çıkarak Ninniler söyledi Görmediği Memedi’ne Ve anlatırken Tahir ile Zühre meselesini Bir Tahir oldu Bir Zühre ’’Tahir olmakta ayıp değil, Zühre olmakta; Hatta sevda yüzünden Ölmekte ayıp değil.’’ Diyerek bir yolculuk yaptı Uzak bir şehrin Meşhur meydanına... Ve en güzeli Hoşgeldin şiiri ’’Kadınım benim!Hoşgeldin... Nazım bir acayip adam Ansızın bulur kendini Karlı kayın ormanında Yürürken geceleyin Efkarlı efkarlı Bir ceviz ağacı olur Gülhane Parkı’nda ’’Ne sen bunun farkındasın, Ne polis farkında.’’... Son otobüse atlar Gece yarısı Prag’da bir vakit Yaz yağmuları arasından Seher vakti bir Varna şiiri yazar Ve akşam üstü Laypzig’de kederlenir Yavaş yavaş Acı acı Yalnız değildir Kore Türküsü’nden daha acı Bu yıl güz başlarında Rüzgarlı bir güvertede Denizin üstünde ala bulutlarla Okur kıyıdaki ihtiyara İyimser bir adamın tavrıyla Bir umut şiiri Yüce şairliğinden... Bazı anıları düşünmek Bayram sabahlarını Hava puslu ve soğuk Ama şu iyimserlik Ve ordan görmek Yedi tepeli şehrini Bırakıp gonca gülünü ’’Kayınların arasında Bir pencere sarısında’’... En son Ufacık bir soru: Benerci kendini niçin öldürdü..? Dize dize yazarken bütün bunları Yazdı vasiyetini Yine bir şiirle ’’Yoldaşlar..! Nasip olmazsa görmek o günü Ölürsem kurtuluştan önce yani Alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni...’’ idris doğu seydi |
Ancak bu kadar güzel anlatıla bilinirdi Nazım Hikmet,yazan yürek sağ olsun kaleminiz daim olsun selam ile....