Sabah mahmurluğu
Kaç gecedir sarhoşum,
Bir bardak suya muhtaçken dilim damağım, Düşlerini yudumluyorum! Her kâbusta kahraman olacakken tam, Uçurumlardan yuvarlanıyorum… Bir anlamsız boşluk içimde ki; Ne koysam yerine, neyi eklesem içime Yine boş otobüs misali… Dudağımda geceden kalma sarhoş bir tat, Dilimde söylediğimiz şarkılardan nakarat; Yağmurda bir yağıyor ki heyhat! Otobüsün camından bakıyorum gelen geçen herkese… Kaldırımlar dolu, ayak izlerinden bir resim var ki; Neyin resmi hiç anlamıyorum! Duraklarda bekleşen bir yalnızlık var sanki Düşler eski, gülüşlerin tarihi geçmiş çoktan. Simitçi tezgâhın başında bir susamın derdinde; Kim bilir kimleri doyurmuş elleriyle? Bu sabah, Sana inat yalnız çıktım sokaklara, Dudağımda son geceden kalma ayık bir tat, Dilimde hiç söyleyemediğim şiirlerden nakarat; Ellerimde bir demet kırmızı gül, Gel de at… |