Mührü Silinmeyen Tek Sen Kaldın Bilincimde
1.
hüznün mevsimidir sonbahar toprağı örten sarı yaprakların kokuları bir ömrün yaşadığı ayrılıkları hatırlatır güneşin kollarından kurtulur yeryüzü ve ismini bilmediğimiz çiçekler devrilir birer birer solar bütün yeşillikler gün ortasında 2. sonbaharda sensizlik çelik pençeli bir el gibi sıkar yüreğimi damla damla soluklaşan bir günün akşamında başlar yine,karşılıksız bir aşkın ölüm töreni bu aşk nereye varır sevgili alev kanatlı meleklerin ruhuma taşıdıkları şeytan ayetleri her gün biraz daha sana yakınlaştırıyor beni dinmeyen fırtınaların sonu gelmeyen gözyaşlarının mevsimidir şimdi çare yok,tekrar dirilecek mezarına sığmayan ölü yüreğimde damıttığım acı yağacak yeryüzüne cehennem gibi kaynayan ateş okyanusları kuşatacak düşlerimi ne evlerin ışıkları yanacak ne caddeler aydınlanacak ay küsüp gidecek bilinmeyen bir ülkeye ve yıldızlar teker teker dökülecek yere silinecek gündüzden kalma nesnelerin hükmü ne renklerini algılayacağım ne de duyacağım kokularını 3. bir mansenila ağacının gölgesinde yatarken mührü silinmeyen tek sen kalacaksın bilincimde 4. parçalanmış bir aşkın son çığlığıdır ısırarak kanattığım dudaklarımdan geceye yayılan acı beyaz bir bulutun sırtında sana da ulaşacak sende tadacaksın bu acıdan 5. saatlere bakmaktan korkar oldum her gece her gece bir bataklığa dönüşüyor zaman uynılmayan uykulara dalsam diyorum boğulsam ve hiç yaşamamış gibi unutulsam sensizlik geçermi ki 6. bir çocuk oyununa döndü kendimi kandırmalarım düşlerine giriyor mu duvarlara ismini kazarken kanattığım parmaklarım neyi anlatır,firar ettirerek yüreğimi her gece mavi bir uçurtmanın kanadında sana gelişim 7. havada sarı yaprak kokuları ilerleyen geceye yayılıyor çılgınca akan bir nehrin iki ayrı kolları gibi yakamozları çoğul bir denizde buluşacağız sanki gel diyebilirmiydim,çağırbilirmiydim seni hayat denen aynı suda boğulmaya hiç gitmediğini sanarak adını yankılıyorum içimin derinliklerinde gideni geri çevirebilirmiydim ’gitme kal’diyebilirmiydim akıp giden suya 8. sonsuz yalvarışlar içi boş sözcükler gibidir anlamları bir yere varmayan 9. annesi üzülmesin diye ölümünü erteleyen bir çocuk gibiyim sürekli erteliyorum düşlerimi senden yana bir anlamı olur elbet belki de değişir hayat 10. havada sarı yaprak kokuları gittikçe yayılıyor geceye koyulaşan karanlık katran gibi dolaşıyor damarlarımda ve ben her akşam bir başka insanın ölümünü yaşıyorum ölerek tek başıma sensizliğin ölüm sokaklarında bir bilsen ne çok can verdim 11. keşke giderken acılarımıda götürseydin buzdan bir heykel gibi kalsaydım geriye 12. nereye baksam hüzün nereye dönsem yalnızlık ne susmak kandırıyor beni ne saatlerce hayalinle konuşmak 13. havada sarı yaprak kokuları gittikçe yayılıyor geceye ve belki de hiç bitmeyen bir özlemle buluşacak bir mansenila ağacının gölgesinde Mehmet Ali Yazıcı |
sende yaşayacaksın benim boğulduğum denizde, bir gün anlayacaksın daralan ruhumun feryadını
der gibiydi
uzun olmasına rağmen tek solukla okunan bir şiirdi
güzeldi
kutlarım değerli kalem..
saygımla..