Dostlarımızın bize gösterdiği sevgiyi abartmamız, duyduğumuz minnetten değil, takdire ve sevilmeye ne kadar layık olduğumuzu herkese göstermek içindir. LA ROCHEFAUCAULD
Paylaş
Bir mavi sandal başı boş sokaklarımda mahkumu olduğum mazinin koynuna düşmüş; kürek mahkumu kırık aşkların yüzüyorum bak! kalelerim kumsalda…
Testisinde sular ısınmış güneşin, yavaş yavaş eriyor krallar, dökülüyor dilimden Çalıntı, sızma duygular.
Selam sana! uzak şafaklardaki güneş, kızıla boyanmış yüzümden yüzüne akan yaş.
Bin bir surat terkilerimle, affederek kaldırıyorum; yüz görümlüğünü, özgürlüğün arifesin de asıyorum yüreğimi, adına maviçiçekler bırakıyorum, ruhunu getiriyorum benimle; yak yeniden güneşte yaktığın ateşi; sun göz bebeğinden; söyle aşk şarkılarını.
Uyandır deminde çalan saatin zembereğini, vaktin geçtiği sırıtan azılı gurbetin, bırak olduğu gibi; dinsin o yüce öz hasretin, görünsün slüetin…!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Görünsün slüetin şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Görünsün slüetin şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
görünsün bir yerlerden yüzün gölgen bile yeter razıyım gölgenin tozu olmaya demiş şair iyide demiş sevgiyi böyl büyütmek gerek aslında... sevgiler saygılar
Bin bir surat terkilerimle, affederek kaldırıyorum; yüz görümlüğünü, özgürlüğün arifesin de asıyorum yüreğimi, adına mavi çiçekler bırakıyorum, ruhunu getiriyorum benimle; yak yeniden güneşte yaktığın ateşi; sun göz bebeğinden; söyle aşk şarkılarını.
Uyandır deminde çalan saatin zembereğini, vaktin geçtiği sırıtan azılı gurbetin, bırak olduğu gibi; dinsin o yüce öz hasretin, görünsün slüetin…!
Uyandır deminde çalan saatin zembereğini, vaktin geçtiği sırıtan azılı gurbetin, bırak olduğu gibi; dinsin o yüce öz hasretin, görünsün slüetin…! ------------------ ellerine duyarlı sevgi dolu yüreğine sağlık çok güzeldi
Bir adam hayat denizinin sandalına binmiş.. Yüklemiş tutunduğu umutlarını, hayallerini. Diğer yanda da hüzünleri, yaralanmış yüreği, tam/amlanmamış sevdaları ve kalan izleri, acılarıyla.. Kürek sallıyor bazen yorgun, bazen hızla.. Minik bazen boyundan büyük dalgalara aldırmadan.. Karşı koyarak. Dik durarak ve cesaretle.. Biliyor ufukta halen doğacak gün ışık var.. Gidiyor geçmişiyle o ışığı yakalamaya geleceğe... Sesleniyor özlemle kurtar karanlıklardan getir ışığını yüreğime diye.. Saygı ve sevgilerimle kutlarım kalemi..
Bir mavi sandal başı boş sokaklarımda mahkumu olduğum mazinin koynuna düşmüş; kürek mahkumu kırık aşkların yüzüyorum bak! kalelerim kumsalda…
Mavi sandal burda umudu simgeliyor.Küreğe mahkûm kırık aşkın kayıkla seyirden sonra sahile ulaşması . Maziye sırtını dayamış aşkın, umutla güne taşınması. Muhteşem bir anlatım.
Ve şair devam ediyor, Güneşe sesleniyor.Güneşle geçmiş zamandan güne ulaşmadaki zaman farkına ve sevgilinin imkansızlığına dikkat çekerek haleti ruhiyesinin dökümünü görüyoruz.
"Testisinde sular ısınmış güneşin, yavaş yavaş eriyor krallar, dökülüyor dilimden Çalıntı, sızma duygular."diyerek kusursuz güzellikteki duyumsatışıyla komposizyon halinde şiir seyrine devam ediyor.
Ve özlemin dem saatinde gurbette ki sevgiliye bütün içtenliğiyle sesleniyor. Burası da çok etkiledi beni.
"dinsin o yüce öz hasretin, görünsün slüetin…!"
Hasrete, özleme boyanmış bir aşığın sevgilisine derinden seslenişi olmuş değerli eserinizi. Büyük beğeniyle okudum hocam.Teşekkürler ediyorum paylaşım için. Kalben kutluyorum gönül emeğinizi. Selam ve baki saygılarımla.