K-ayıp zamanda şiirimsi söylence
arsız yalnızlıklarda çoğalır tümcelerim yada çoğul sevinçlerimdir bazen nedenim evet! yazarım hiç ummadık anda gecenin kör vakitlerinde yada sabahın ayazında bazen güneş gibi girer şiir gözüme kırptıkça gözlerimi damıtırım kirpiklerimde bazen de bir hançer sırtımın tam ortasında ihanet kadar soğuk nefesi aldanılmışlıklar kadar yapayalnız kimliği kimi zaman öksüz bir kız çocuğu elinde horoz şekeri yüzünde hüznün acımasız izleri ne de olsa çocuk aklında hala atlı karıncanın melodisi bazen anne yüreği kadar şevkatli yazdıkça kanayan yanlarına tütün basan acına üfleyip nefesiyle derman olan gece kadar siyah gün kadar aydınlık ara sıra çıkıp kınından kendine keskin bıcak bilirim! kaç şiirin intihar mektubu olduğunu ve kaç şairin şiiri dayayıp şakağına kendini vurduğunu yüzsüz bir fahişe bazen bedeli ödendi mi herkese şiir oysa helalin kadar güzel değildir kokusu haybeden yazılmış hiç bir harfin kaç kitap yaktım aklımda tutuştu şairden bozma aklı yitikler kaç mısraya gömdüm şuursuz sözcüklerinizi hatırlamıyorum! katledilmiş binlerce harf ve kan kaybından ölen bir dil ağlar şimdilerde Ülkesinin resmi makamlarında sesli uyumlarına inat sessiz kalır çığlıkları duyuyor musunuz? faili meçhule kurban giden satırları bir cinnet anı daha geçti içimden şiir krizine tutulmuş parmaklarım ve gördüklerine inanamayan gözlerimle bir geceyi daha sağ salim teslim ettim sabaha isyana kesilmiş dilimin ar damarı rahat bırakın artık imgelerin acıyan yanlarını daha önce söyledim mi? bilmiyorum! şair değilim ben bu yazdığımda şiir değil zaten! Gülay Bulut |
ben de olmayan şairlerin, yazılmamış şiirleri karşısında" ah bu ben" nidaları estirmiyorum artık...
keyifliydi sizi hissetmek
gönlünüzce