Berberde zaman.....
Kuşluktan sonra akşamdan önce
berberde bir dem yaşanırki çoğu uydurmaca,çoğu bilmece yüz dört yaşında bir amca sanki bir delikanlı edasıyla geldi sakal traşına alıç ağacından yontulmuş bastonuyla vahdettin hanı hatırlayan dimağsıyla fitney-i ficir töredi diyor,binalar yüksek zinalar aşk oldu,bilmem ne desek..... amcanın selamını gönülden alan yarı beli bükük,benzi soluk olan sıyırmış alman çıplağı lüverveli belinden namus demiş yirmidört senesine birden ne zürriyeti var şimdi,nede tasası kendi yorumuyla;yiğitlerin hası.... soba başında oturup bizleri süzen şöyle bir cemaati geçirdi gözden oğlu;tır şöförü dünya geziyor onun anlattıkları doğru politika,ekonomi,siyaset her şeyi biliyor...... hafife alarak hepimizi,cılız biri ara bulsa lafa dalacak yükselişte siniri çay servisinde aniden girdi mevzuya,oldu olacak kırdı havasını bütün zevatın kamu mektebinde okuyan kızı vali çıkacak....... herkes duman altı tütün serbest buraya ceza yazmak,ne demek... rivayet-i mevzuu olmadan askerlikten makas oynaysaydı ensemden tam onun duasını ediyorken paragraf açıldı;Kâzım Karabekir’den.... kahramanlar karışık,bir ulus sahnede yaşanıyor çağda,en büyük keder Eba Müslüm’le Atatürk silah arkadaşı sanki,ne fark eder..... geceye yakındı,kurtulurken mahramadan bunada şükür,hemde ikinci dünya savaşı patlamadan....... Kasım |
yüz dört yaşında bir amca
sanki bir delikanlı edasıyla
geldi sakal traşına
alıç ağacından yontulmuş bastonuyla
vahdettin hanı hatırlayan dimağsıyla
fitney-i ficir töredi diyor,binalar yüksek
zinalar aşk oldu,bilmem ne desek.....
bilmem evet ne desek...
oldukca farkli ve güzel bir siir
yüreginize saglik.
sonsuz saygimla