DAĞILMIŞ BİZİM KÖY
Elinde orakla kavak yokuşunu
Çıka, çıka dağılmış bizim köy Geri dönerken mal gediğinden Baka, baka dağılmış bizim köy Oturmamış hiç gönül tahtına Ulaşmamış iç çektiği ahtı’na Dönüp, dönüp kara bahtına Baka, baka dağılmış bizim köy Kim terk eder doğduğu yerleri Hesaba gelmez ki, ektiği tirleri Ot biçerken boncuk, boncuk terleri Döke, döke dağılmış bizim köy Kahpe felek oynamış mı? oyunu Kar basmış doyuramamış koyunu Yaylaya saman çekerken boynunu Büke, büke dağılmış bizim köy Unutulmak üzere dayı ile amca Unutmak mutlak böyle dağılınca Olmayacağını bilerek ekini yamaca Eke, eke dağılmış bizim köy Böyledir ahval böyledir hal Karın doyurmamış tuttuğu mal Senede iki sefer eşeğe nal Çaka, çaka dağılmış bizim köy Örtü çul imiş kim görmüş ki halıyı Ta doksanlarda duymuşuz yalıyı Kara tencerenin altında kara çalıyı Yaka, yaka dağılmış bizim köy Şehre hem köy uzak hem yayla Gelmemiz olurdu seneyle ayla Çapayla ektiğimizi uyuz sıpayla Çeke, çeke dağılmış bizim köy İdare sönmesin camlattır feneri Çok kısardık ki is olmasın kenarı İki deste için, belli olan sınırı Yite, yite dağılmış bizim köy Aşık Mevlüt köyle bozdu kafayı Orda geçirmek ister haftayı ay’ı Karadiminin yırtığına gök yamayı Dike, dike dağılmış bizim köy Aşık Mevlüt KACAROĞLU 2010/02/24 |
Unutmak mutlak böyle dağılınca
Olmayacağını bilerek ekini yamaca
Eke, eke dağılmış bizim köy
dağılmış bizim köy şehirlere uzaklaşmış gönüllere yıkılıyor dönmüş viraneye