Şu dağları sırtıma yükleseler
Gittiğim yere senide götürebilsem
Ben gittikçe arkamdan sürükleseler
Gittiğim yere senide götürebilsem

Her gittiğim yere resmini götürdüm
Sohbet ettiğim yere ismini götürdüm
Senden sadece ben cismimi götürdüm
Gittiğim yere senide götürebilsem

Yatağa yatınca beni uyku tutmuyor
Yüreğime unut diyorum unutmuyor
Sensiz yüreğim hiç yerine yatmıyor
Gittiğim yere senide götürebilsem

Sen dağlara dağlar sana bakıyor
Önünde çayın var şırıl, şırıl akıyor
Adın anılınca yüreğim burkuluyor
Gittiğim yere senide götürebilsem

Gönlüm kuş misali sana uçuyor
Bu gün Ketenli bize kucak açıyor
Gurbet elde inan tadım kaçıyor
Gittiğim yere senide götürebilsem

Sensiz olunca ben için, için ağladım
Yarama tuz bastım yüreğimi dağladım
Neden bilmem gönlümü sana bağladım
Gittiğim yere senide götürebilsem

Dillensen de hep konuşsan benimle
Ölene kadar sohbet etsem seninle
Altına halı sersem üstünü örtsem kilimle
Gittiğim yere senide götürebilsem

Bir güneş doğar tepelerin başından
Vazgeçilmez Ketenli’nin tarhana aşından
Kurtulurum belki akan gözyaşlarımdan
Gittiğim yere senide götürebilsem

Tepelerde oğlak mı var davar mı?
Köy önünde meyve mi var avar mı?
Üç aylık mahsul dokuz ayı savar mı?
Gittiğim yere senide götürebilsem

Kacaroğlu Mevlüdüm yasın tutarım
Türkülerinin içine türkü katarım
Ana vatanımsın seni nasıl unuturum
Gittiğim yere senide götürebilsem

26.05.2009
Mevlüt KACAROĞLU